Dünyada son yıllarda yaşanılan hızlı değişim, yoğun rekabet ivmeli olarak
yükselmiş ve daha da yükselmeye devam edecektir. Rekabetin gittikçe arttığı
dünya pazarında ayakta kalmak, ancak ticari değer artışı sağlayan yeniliklerle
mümkündür. Yenilikçilik ve inovasyon yönetimin tam merkezinde ve şirketlerin
kültürü, hatta yaşam tarzı olmak zorundadır. İnovasyon, ekonomik ve toplumsal
değer yaratmak için ürünlerde, hizmetlerde ve iş yapış yöntemlerinde yapılan
değişiklik, farklılık ve yenilikler olması sebebiyle bütün sektörler,
şirketler, kurumlar, işletmeler, sivil toplum kuruluşları ve ülkeler yenilikçi
olmak zorundadırlar.
İnovasyon
Sözcüğü, Latince bir sözcük olan “innovatus”tan türemiştir. “Toplumsal,
kültürel ve idari ortamda yeni yöntemlerin kullanılmaya başlanması”
anlamındadır. Webster, inovasyonu “yeni ve farklı bir sonuç” olarak tanımlar.
AB’nin inovasyon ile ilgili el kitabı niteliğindeki, 2005 tarihli Oslo El
Kitabı ise inovasyonu, herhangi bir yeni fikrin ürün, hizmet ve süreçlere ya da
yönetim, pazarlama ve dış ilişkiler süreçlerine uygulanması olarak tanımlıyor.
Türkçede “yenilik”, “yenileme” gibi sözcüklerle karşılanmaya çalışılsa da,
anlamı tek bir sözcükle ifade edilemeyecek kadar geniştir. Diğer yandan
“yenilik” ve “yenileme” “inovasyon” sözcüğü ile ifade edilemeye çalışılan
kavramın dışında da çağrışımlara yol açmaktadır. Bu nedenle, “inovasyon”un
teknik bir sözcük olarak kabul edilip, tıpkı “teknoloji” sözcüğünde olduğu gibi
dilimize oturtulmasında yarar var.
Ünlü ekonomist Christopher Freeman yenilik üzerine yaptığı çalışmasında
“yenilik yapmayan ölür” diyerek kavramın önemini vurgulamıştır.
Michael E. Porter ‘rekabet edebilirlik’ kavramını
‘verimliliği yükseltebilme becerisi’ olarak tanımladığı “Ulusların Rekabet
Üstünlüğü” adlı eserinde (Porter, M. E., 1991) prodüktiviteyi yükseltebilme
becerisinde vurguladığı noktalar ise, “ürün kalitesini yükseltebilme”, “ürüne
ek özellikler / ayırt edici özellikler kazandırabilme”, “üretimde verimliliği
yükseltebilme” ve “yüksek otomasyon düzeylerine erişebilme” yetenekleridir.
Sayılan bu yetenek kategorilerini, aslında, tek bir kavramla ifade etmek
mümkündür: ‘İnovasyonda yetkinlik kazanma’ İnovasyonya Yetkinlik Kazanmak,
şirketlerin bakışları değişti. Çalışanların da bu yaşama ayak uydurabilmeleri için,
kendi iç düşüncelerini değiştirmeleri kaçınılmaz oldu. İnovasyon yakıtını
sağlayan, yenilikleri yapan insandır. Tutkularıyla, hayal güçleriyle,
iradeleriyle, kararlılıklarıyla; fikirleri gerçeğe dönüştüren kurumların
entelektüel sermayesidir. Fikirleri üreten, hareketle eşleştiren, uygulayan,
sonuca ulaştıran, kazanç ve kar sağlayan insan kaynağıdır. Kurumlar
düşünemezler. Onlar sadece kurumsallaşma merkezleridirler. Çalışanlar, düşünür,
yorum yaparlar, uygularlar, sonuçlarını kontrol ederler. Yenilikçi düşünceyi
getirecekte çalışanlardır. İş de bunun içindir ki kurumlar inovasyon için
çalışanlarının önünü açmalıdırlar.
Dünyaca ünlü yönetim danışmanı Geoffrey Moore’un kategorize ettiği
inovasyon türlerini şöyle belirler: Ürün İnovasyonu, Uygulama İnovasyonları,
Süreç İnovasyonu, Pazarlama İnovasyonu, Stratejik İnovasyonlar, Deneyim
İnovasyonu, İş Modeli İnovasyonu, Yapısal İnovasyon
Görüldüğü bütün ürün de dâhil olmak üzere üretim den pazarlamaya, yönetim
işletiminden yapısal işlemlere kadar ki her yerde inovasyonu çeşitlendirmek
olasıdır.
Bu işlemin neresinden başlayalım dersek, öncelikle fikirlerin hazinesi
sayılan insan ve onun yönetim yaklaşımı üzerinde değişimleri yapmalı ve
yenilikçiliğe açık tutmalıyız. Bunların oluşabilmesi için ortamı hazır hale
getirmeli ve bu ortamda çalışacak takımları ve onun liderlerini buna
hazırlamalıyız. Yeni fikirlerin müşteriye nasıl etkileyeceği analiz edilmeli,
kuruluş olanaklarıyla karşılaştırarak analizlerimizi geliştirmeliyiz.
Sonucunda, uygulama aşamasında işlemi sonuçlandırarak, farkındalık
yaratabilmeliyiz.
İnovasyon için Yönetimim sorumluluğu oldukça önemlidir. Öncelikle her yeni
fikir ve farklılıklara esnek olmalı ve yapısını bunlara açık tutmalıdır.
Hataları her zaman öğretici kabul ederek, onları fırsatlar kapısına çevirme
kültürüne sahip olmalı. Yapısal uyumluluk için takım oluşumlarını yönetecek
takım liderliği eğitimiyle çalışanlarını lider olabilecek yapıları
geliştirmelerini sağlamalı. Bu yapıyı ayakta tutacak, kurum içi kültürünü
geliştirerek, yaratıcı fikirlerin doğmasını sağlamak ve sistematik yapıda
değerlendirilmesini sağlamak. İnsan kaynakların önemsenmesiyle kaliteli elemanlara
sahip olunması için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamak. İçyapıdaki departmanların
ilişkilerinin güçlü olması için gerekli önlemleri almak. Çalışanlarının
motivasyondan yoksun olmaması için gerekli tüm çalışmaları yaparak onların
yaratıcı fikirlerinin oluşması için çalışma ortamına kadar değişlikleri yapmak
ve yapılmasını sağlamak. Çalışanlar için Proje Takım odaları hazırlatarak,
onların sıkıntısız çalışmalarını yürütmelerini sağlamak. İnsani ilişkilerin
güçlenmesini sağlamak ve öncelikle kendinden örneklemeyle çalışanlarına örnek
olmak.
Fikirler ürünlerinin oluştuğu ortam belki sizleri fazlasıyla
heyecanlandırır. Önemli olan, ürünü iyi hasat edebilmektir. Hasat edemediğiniz ürün size zarar yazar. Zarardan
kurtulmanın tek yolu, nasıl yapacağını bilmek ve kazanmanın isteğini
kaybetmemek başlıca amaç olmalıdır.
Erdem ŞENEROĞLU
Lead Auditor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder