Bu Blogda Ara

11 Ağustos 2022 Perşembe

İSG’ de Güvenlik kültürü

GÜVENLİK

Yaşam Hakkı, İnsan haklarının en kutsalı, en dokunulmazı olarak nitelendirilen Yaşam Hakkı, öldürülmeme hakkını ifade eder. Bu devletin, bir yandan yetki alanı içinde bulunan bireyleri öldürmeme, diğer yandan da diğer bireyler tarafından öldürülmelerini engelleme yükümlülüğü anlamına gelir. Uluslararası insan hakları hukukunda birincil sırayı teşkil eden yaşam hakkı ilkeleri insan hakları kapsamında bir haktır. Bu hak yasayla korunur, hiç kimse bu haktan keyfi ya da kasıtlı olarak yoksun bırakılamaz, olağanüstü rejim gerekçesiyle bu hakka aykırı önlem alınamaz.

İş kazalarından korunmak, yaşamını güvence altına almak arzusunu hisseder.

İnsanoğlu her zaman kendini güvende tutmak için uğraşmış; korunaklı ve çağlar boyunca gelişime kaydeden yapıları, kaleleri, savaş aletlerini ve teknolojiyi güvenliğini sağlamak için kullanmıştır. İnsanların ve toplumların doğasında olan kendini güvende hissetme ve güvenliğini sağlama ihtiyacı, gün geçtikçe gelişen teknolojiyle ve bilimle birlikte karmaşık yapıları doğurmuştur.

İş güvenliği, işletmenin faaliyetlerinden birisi olmakla birlikte diğerlerinden farklıdır. Bunun nedeni, iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerinin örgütteki her programın, her faaliyetin ve her bir bölümün parçası niteliğinde olmasıdır. İş güvenliği uygulamalarını geliştirme çabalarına rağmen, iş kazaları hem işçi ve hem de işletme yönetimi açısından temel nitelikli bir sorun olmayı sürdürmektedir.

“İş Sağlığı ve Güvenliği” konulu araştırmalara göre, şirketlerin çoğunluğunun iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tanımlı prosedürleri ve uygulamaları bulunuyor. Çoğu şirket işyerindeki güvenliği artırmak için çeşitli prosedürler ve eğitimler düzenliyor, sorumlu personel atıyor ama iş sağlığı ve güvenliği açısından istenen performansa ulaşılamıyor.

Şirket sahipleri için, İş Sağlığı ve Güvenliği, fazladan maliyet ve iş yükü, çalışanlar acısından da biz dikkat ediyoruz veya benim bildiğim, yaptım işi benden daha güvenli kimse bilemez/Kendine aşırı güven. Devlet tarafından, birtakım gerekçeler sebebiyle denetimlerin yavaşlaması veya yapılmaması ve denetim sonucu verilen cezaların affa uğrama beklentilerinin yüksek olması da şirketleri oluşturulan prosedür ve uygulamaların dikkate alınmaması bilinmektedir.

Her yıl dünyada milyonlarca çalışan iş yerindeki kazalar sonucu yaralanıyor, binlercesi ise hayatını kaybediyor. Araştırmalara göre, işyeri kazalarındaki yaralanmaların maliyetinin dünyadaki gayrisafi milli hasılanın yüzde 4’ü olduğu tahmin ediliyor. Her yıl yaklaşık 2 milyonun üzerinde iş kaynaklı ölüm meydana gelmektedir (Takala, Dr.J., 2005, Introductory Report: Decent Work – Safe Work, prepared for World Congress on Safety and Health at Work, p.13).

Türkiye iş kazalarında dünya üçüncüsü ve Avrupa birincisi. Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre son 12 yılda Türkiye’deki iş kazalarında 12 bini aşkın işçi hayatını kaybetti. Türkiye’de her gün ortalama 170 civarında iş kazası meydana geliyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yapmış olduğu tanıma göre sağlık; fiziksel, ruhsal ve sosyal açılardan tam bir iyilik hali olarak tanımlanmaktadır. Daha açık bir ifade ile bir bireyin sağlıklı olması demek sadece fiziki olarak değil hem ruhsal hem de sosyal açılardan da tam bir iyilik hali demektir (WHO, 2009).

WHO ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) karma komisyonuna göre; “İş sağlığı her meslekteki işçilerin fiziksel, ruhsal ve sosyal iyiliklerini en üst düzeyde koruma ve geliştirmeyi; işçilerin çalışma koşullarından ötürü sağlıklarını kaybetmelerinin önlenmesini; işçilerin işyerindeki sağlığa zararlı faktörlerden kaynaklanan risklerden korunmasını; işçinin fiziksel ve psikolojik donanımına uygun işte çalışmasının sağlanmasını ve özetle işin insana uyarlanmasını ve her bir insanın işine adapte edilmesini amaçlar” (WHO, 2005).

Güvenlik kültürü, ilk defa 1986’da yaşanan Çernobil Nükleer Santral Kazası sonrasında Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) tarafından 1986 yılında yayınlanan Güvenlik Serisi No.75 INSAG-1 Çernobil Kazası Hakkında Yeniden İnceleme Toplantısı 7.raporunda yer almıştır. Raporda sık sık kazanın güvenlik kültürü eksikliğinden kaynaklandığına değinilmiş olmasına rağmen, güvenlik kültürünün ne olduğu hakkında kesin bir tanım yapılmamıştır. (Çalışma Hayatında ve Günlük Yaşamda Güvenlik Kültürü Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Rapor NO:64 KASIM 2014 Sayfa 3)

Güvenlik kültürü: Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünüdür (TDK).

Joel Ringdahl, güvenliği şu şekilde tanımlamıştır: “Bir şey zararlı ve riskli değil ise, güvenli olduğu söylenebilir, ama bu ulaşılabilir bir durum değildir. Bunun yerine, güvenlik bir değer yargısı olarak algılanmalıdır. Bir makinede veya eylemde yaralanma riskinin kabul edilebilir düzeyde olduğu düşünülüyor ise, bu makine ve eylem güvenli olarak görülmelidir” şeklindedir (J. Ringdahl, 2001:15).

İnsan gruplarının özgün yapılarını ortaya koyan, yaratılan ve aktarılan sembollerle ifade edilen düşünce, duygu ve davranış biçimleridir. (Kroeber ve Kluckhohn, 1952)      

Sınıf, toplum ve nüfusların belli bir dönemin yansıması olarak göz önüne alınan inançları, gelenekleri, sanatları, fikirleri, insan işi tüm ürünleri ve davranış örüntüleri (Choudhry, 2007).

Bir başka tanımla kültür; insanın bilgi, inanç, fikir ve değerlerinin   oluşturduğu dünyadır (Akşit, 1997).

Güvenlik kültürü hakkında çalışan REASON bu kavramı şu şekilde tanımlar: Bireylerin veya organizasyonların/kuruluşların zarar ve kayıplarını önlemek ve hedeflerine ulaşmak için risk ve tehlikelerle başa çıkabilme yetisidir.

Güvenlik Kültürü

Güvenlik Kültürü ve Güvenlik İklimi kavramlarının şimdiye kadar 20’ye yakın tanımı bulunmaktadır.

Tüm bu ve diğer tanımları ortak bir başka tanımda toplamak istediğimizde;

“Güvenliği tehdit edebilecek davranış veya uygulamalarla, bunların yer aldığı ‘ortak kullanım ya da etki alanında’ bulunan canlıların veya nesnelerin (örnek; teçhizat, araç vb.) zararını en aza indirmeyi amaçlayan, güvenliğe öncelik veren algılar, inançlar, tutumlar, kurallar, roller, sosyal, teknik ve politik uygulamalarla, yetkinlikler ve sorumluluk hislerinin bütünüdür”. (Prof. Dr. Mine Esin Ocaktan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD/MESLEK HASTALIKLARI KONUSUNDA GÜVENLİK KÜLTÜRÜ)

İşletmelerde İş Sağlığını, genel anlam olarak ve her türlü riskleri gözeterek kabul edilmelidir. Bunu sadece sağlık olarak algıladığımızda, bağsı kişiler ve kesimler tarafından yanlış anlamalar yüklenmesi ile pahalı ve gereksiz önlemler almalarına sebep olmaktadır. Bunun yerine İş Sağlığını, koruyucu sağlık olarak anladığımda, alacağımız önlemlerin karmaşık olmayan, ucuz ve işe yarar önlemler olacağını unutmamalıyız.

Güvenlik kültürünün oluşturulabilmesinin kolay olmadığını ve bu kültürün toplum içine yerleştirilmesinin zorluklarını görebiliyoruz. Bu konuda çalışan uzman ve rehberlerin birçok önerilerini görebiliyor. Bunları birebir veya bazı değişikliklerle uygulayan kurumlar vardır. Burada en önemlisi yaşadıkları toplumu iyi analiz edebilmeleri, başarıya ulaşmalarını kolaylaştırabilir.

Her toplumun kendine özgü bir kültürü olduğu ve kültürün toplumdan topluma farklılık gösterdiği dikkate alındığında, toplumda faaliyet gösteren örgütlerin de kendilerine özgü kültürlerinden söz edilebileceği unutulmamalıdır. (Z. Vural ve Beril Akıncı, Kurum Kültürü ve Örgütsel İletişim (İstanbul: İletişim Yayınları, 2003), 38. Aktaran: Tunç Demirbilek, “İşletmelerde İş Güvenliği Kültürünün Geliştirilmesi”, Çalışma Ortamı, Sayı: 96 (Ocak- Şubat 2008):5.)

Ülkemizde bu konuda çalımalar eskilere dayansa da tam başarılı olduğumuz söylenemez. Toplumun öğrenme ve uygulama alışkanlıklarına, politikalarına, öğrenilmesi ve yerleştirilmesi gerekli olan öğretilerin, ülke genelinde ve toplumda kabul görebilmesi politikalarını gerçekleştirmesi adımlarını atılması gereklidir.

 Bunu anlatımını: Ülke, Sivil Toplum Dernekleri ve Sendikalar, Üniversiteler, İşletme/Kurumlar, Aile, arkadaş, sosyal ağ ve Çalışanlar.

Güvenlik Kültürü Oluşturma şeması üzerinde farklı görüşler olabilir. Ülkemizin yapısı içerisin de bunu kendi bölümleri farklı planlamalar yaparak geliştirebiliriz. Bunu sadece İşletmeler ve Kurumlara indirgediğimizde, fayda sağlama olanağını bulamaz ve kazaları sıfır hatalar kısmına koyma şansımız da olmaz.

Güvenlik Kültürünün Boyutları

  1. Örgütsel Bağlılık
  2. Yönetimin Katılımı
  3. Çalışanların Yetkilendirilmesi ve Katılımı
  4. Ödüllendirme Sistemleri
  5. Raporlama Sistemleri

Devletin Rolü

En önemli etkinliği,

·        Gerekli koşul ve standartları

·        Mevzuatla düzenlemek,

·        Denetimi sağlamak ve

·        Devlet politikası olarak benimsenmesini,

               sağlamak olmalıdır.

İşverenlerin Rolü

·        Üretim sürecinde önce insan yaklaşımının benimsetilmesi

·        Risk değerlendirilmesi ve risk yönetimi yaklaşımının benimsetilmesi

·        İşyerinde çalışan işçi sayısına bakılmaksızın, her çalışanın

·        İSG hizmetlerinden yararlanmasının sağlanması

·        İşyeri sağlık ve güvenlik birimlerinin desteklenmesi

  • İlk ve acil yardım hizmetlerinin organizasyonu
  • Çalışanların eğitimi
  • Veri akışının sağlanması
  • İş kazalarının «Bilimsel» analizi

Çalışanların/Sendikaların Rolü

  • İşyeri, iş kolu ve üretim süreci ile ilgili bilgi sahibi olunması
  • Risk değerlendirmesi ve risk yönetimi süreçlerine katılım
  • İş güvenliğinin yaşamın önceliği biçimine getirilmesine yönelik etkinlikler
  • Kişisel koruyucu ekipmanın kuralına uygun biçimde kullanılması
  • Yasa ve yönetmeliklerde belirlenen, çalışanların sorumlulukları; «işveren tarafından alınan her türlü tedbire riayet etmek ve talimatlara uymaktır.»

Üniversitelerin Rolü

  • İSİG ve sosyal politikalara bilimsel katkı sağlamak
  • Güvenilir bir kayıt sistemi kurulmasına bilimsel altyapı sağlamak
  • İş kazalarının «Bilimsel» analizi
  • İSG alanında çalışacak insan gücünün temel eğitimi
  • İSG alanında çalışacak insan gücünün mezuniyet sonrası sürekli eğitimine katkı
  • İSG ile ilgili araştırmalar, laboratuvarlar ve akademik ortamın oluşturulması

Meslek Örgütlerinin Rolü

  • İSG ve sosyal politikalara katkı
  • İSG alanında çalışacak insan gücünün yetiştirilmesi ve istihdam edilmesi süreçlerine katkı
  • İSG alanında çalışacak insan gücünün mezuniyet sonrası sürekli eğitiminin organizasyonu
  • İş kazalarının «Bilimsel» analizine katkı sağlamak

İŞLETMELERDE KÜLTÜR BOYUTLARI

Negatif kültür

Negatif güvenlik kültürü, insanların var olan riskleri “risk” olarak görmediği, görse bile önemsemediği, boş verdiği veya riskler karşısında kendine aşırı güven duyduğu bir kültüre karşılık gelir.

Pozitif Kültür

Pozitif (olumlu) güvenlik kültürünün, karşılıklı güven üzerine kurulmuş. İletişim, iş güvenliğinin önemine yönelik paylaşılan algılamalar ve önleyici tedbirlerin etkinliğine duyulan güven ile nitelendirilir.

İGS Güvenliği kültürü

Güvenlik, işletmelerde sadece tanım ile sınırlı kalmamalı bunu stratejik olarak uygulayabilmek için mutlaka bir kültür oluşturulmalıdır.

İş sağlığı sadece mesleksel zararları önlemek değil, bunlardan başka ve daha ileri bir amaç olan çalışanların daha iyi sağlık kapasitesine kavuşmasını, insan ile iş arasında uyum sağlanmasını da kapsar duruma gelmiştir.

Güvenlik bilgiye dayanır. İçe sindirilmiş ve yaşam biçimi haline getirilmiş bilgiye ise kültür denilir.

Liderlik, Güvenlik Yönetimi, Güvenlik Kültürü ile Kalite Yönetimi İlişkisi

Bir organizasyonda güvenliğe atıf yapıldığı zaman hem güvenlik yönetimine hem de güvenlik kültürüne atıf yapılmış olmaktadır.

GÜVENLİK KÜLTÜRÜ “BİR DAVRANIŞ BİÇİMİDİR” “ÖĞREN VE ÖĞRET”

A. Maslow ’un İkinci basamak insanın güvenlik ihtiyacını temsil eder. Bu kategorideki ihtiyaçlar; korunma, barınma, kural ve yasalara uyma gibi unsurları içerir. İnsanlar her zaman savunma içgüdüsü taşır. Sahip olduğu şeyleri tehlikelerden korumak ister. Bu basamaktaki ihtiyaçlarını karşılayan birey daha korkusuz ve kaygısız olacaktır. Bu ihtiyaç piramidinde ki güvenlik, güvenlik kültürü ile aynı anlam değeri taşımadığını görebiliriz. Kendi ihtiyaç piramidinde ki güvenlik onun için başka manayı temsil eder. Barınma ve kendi ve ailesini koruma içgüdüsüdür. Güvenlik kültürü, çalıştığı yerdeki risklere karşı ki güvenliktir ki, onun için pek önemli değildir. Sadece ihtiyaçlarını karşılayacak geliri elde etme amacına odaklanmıştır.

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi burada, Devletin ve diğer unsurların devreye girerek, güvenlik kültürün oluşmasının yerleşmesi sağlamalıdırlar.

Güvenlik İhtiyacı

Sağlıklı ve güvenli davranışın bir alışkanlık haline getirilmesidir.

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNDE HEDEF; çalışma hayatında ve toplumda ortak bir “Güvenlik Kültürü” kavramının oluşturulmasıdır.

·        Tehlikeyi oluşmadan önce sezebilmek,

·        Yaptığı/yapacağı işin içerdiği riskleri bilmek/öğrenmek,

·        Tehlike kaynaklarından ve tehlikeli davranışlardan uzak durmak,

·        Gereksiz risk almamak,

·        Sadece iş zamanında değil hayatın her anında güvenliği en ön planda tutmak,

·        Güvenli davranışı alışkanlık haline getirmek,

·        Güvenli yaşamayı bir “yaşam biçimi” haline getirmektir

Güvenlik Kültürünün Yapısı

·        Güvenlik kültürü, ortak amaç olan iş güvenliğini ve yüksek kalitede hizmet sağlamayı ekip çalışması ile gerçekleştirmeyi hedefler.

·        Güvenlik kültürü, çalışma ortamının güvenliğini sağlamak amacıyla yönetimin ve çalışanların gerçekleştirdiği ortak taahhüttür.

·        Eğitim ve güvenlik kültürü, çalışma yaşamında kalite ve verimliliğin sağlanması ve sürdürülmesinde en temel öğedir.

İstenilir bir güvenlik kültürü şu özellikleri içerir:

·        Bütün çalışanlar güvenlik kuralları ve düzenlemelerine her zaman uyar.

·        Çalışanlar sürekli bir biçimde tehlikeleri araştırır ve tehlikeli bir durum bulduğunda onu düzeltmek için inisiyatif alır.

·        Güvenlikle ilgili konularda açık bir iletişim vardır. Bu gibi durumlarda, azarlama korkusu veya disiplin cezası korkusu yoktur.

·        Güvenlikle ilgili ortaya çıkan olaylar, sistem başarısızlığını tespit etmek ve sistemde gerekli düzeltmeleri yapmak için bir fırsat olarak görülür.

·        Güvenlik meselelerinde, düzenli olarak davranış temelli bir geribildirim, bir yaşam biçimi olarak görülmektedir. Düzeltici bir geribildirim sistemi vardır.

SONUÇ

Hayatımızı riske atmamız bizlerin elinde olan bir davranış biçimidir. Tehlike bazen insanın gözlemleyemediği kadar masum davranışlardan kaynaklanır, ancak bazen de mantığın dışında kahramanlık içgüdüleriyle ortaya çıkar!

İş güvenliği konularında yapacağımız tüm çalışmaları, sadece kanunlar istediği için değil, işletmenin ve çalışanların güvenliğini korumak için yapmalıyız.

Etkili örgütlerin “işbirlikçi ve katılımcı örgütler” olduğu unutmadan, etkili örgütler, gereken katılımın sürdürülmesini sağlayacak uygun ortamı üyelerine sağlayabilerek çalışmalarını geliştirmelidir.

 

ERDEM ŞENEROĞLU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder