Toplam Kalite Yönetim Geliştirme Süreçleri
Özet
Toplam
Kalite Yönetim anlayışında hedef, müşterilerin istek ve beklentileri
doğrultusunda ürün ve hizmetlerin kalitesinin yükseltilmesi ve verimliliğin
artırılmasıdır. Toplam kalite felsefesinde kalite ve verimliliğin artırılması
için çalışanların memnuniyeti, motivasyonu ve ödüllendirilmesi, performans
değerlendirme ve ölçme yöntemlerinin kullanılması, organizasyondaki hataların
ve yanlışların ortadan kaldırılması, ekip çalışmasına ağırlık verilmesi,
başarılı organizasyonların tecrübelerinden yararlanılması, stratejik
planlamanın yapılması ve benzeri hedefler üzerinde durulmasıdır.
ÖNSÖZ
Erdem Şeneroğlu Ocak 2022
“Öğrenme süreci belli bir hattan öğrenilmesi
gereklidir. Denetlenememesi tüm süreçlerin iptal edilmesini gerektirir.
Dolayısı ile hayatta geç kaldığıma değil, yapamadıklarıma üzülürüm”.
Pek çok kişi, her şeyi bildiği
içindir ki hangi konuda iyi olduğunu bildiğini sanır. Bu kişiler genellikle
yanılsalar da yanıldıklarını kabul etmezler. Kendilerinin ne olduğunu bilen insanlar,
çoğu zaman hangi konuda iyi olmadıkları bilirler ve bu durumda bile birçok kişi
kendisi hakkında yanılabilirler. Bununla birlikte, insan ancak bilgi güce
dayanarak bir işi yerine getirebilir, zayıf taraflarını geliştirmeden gelişim
sağlayamaz.
Asırlar boyunca insanlar, yanlış
olsa da güçlü oldukları yanlarını öğrenmeye çok az ihtiyaç duymuşlar, insan
olarak da belli bir konumun ortamında doğmuştur. Bir köylünün oğlu da köylü
olmak durumundaydı, zanaatkarın kızı da başka bir zanaatkarın karısı. Artık
insanlar fırsat eşitliği altında, özgür olarak seçme haklarının var olduğunu
bilmeleri, nereye ait olduğun bilmesi için güçlerinin farkındalığına vardıklarını
biliyoruz.
Fırsat eşitliği olduğu sürece gençler,
geleceklerin güçlerini çıkarmanızın tek yolu, geri bildirimlerin
çözümlemesidir. Ne zaman doğru bir karar alırsa, ya da doğru bir eyleme
geçerse, sonuçta ne beklediğini bir kenara not etmelidir. Kararlarınızın sonuçlarını
beklentilerinizle karşılaştırdığınız da göreceksiniz ki eğer iyi çözümleme yapıp
düşünceleriniz doğrultusundan sapma olmamışsa, her uygulamada başarılı
sonuçlara ulaşabildiğinizi görürsünüz.
Hayatınızı, işinizi belirli ve
devamlılığını kendinizin belirleyeceği sistematik düzen içine olmasını
sağlayabilirseniz, yaşamınız boyunca her işi kolaylıkla başarmış ve geleceğini
de belirlemiş olursunuz.
KALİTE, KALİTE YÖNETİMİ VE STRATEJİ NEDİR?
Yaşadığımız dünyada şirketler daha
fazla karlılıklarını artırabilmek ve müşterinin memnuniyetini kazanmak için;
ürünlerinin fiyat, üretim veya hizmet kalitesi ve satış sonrası hizmetleri gibi
unsurlarını geliştirdiler. Bu gelişimlerin sonucunda iyi yönetilen şirketlerin
ayakta kaldıklarını, bunları sağlayamayan veya yapamayan şirketlerin istenilen
sonuca ulaşamadıklarını gördüler. Ayakta kalabilen şirketler bunun için ne
yaptılar ki becerebildiler. Müşteri isteklerine cevap verebilen malları
üretmeleriyle.
Bu ne demek ve nasıl yaparız?
Cevabı karmaşık olsa bile basit.
Kalite…
Günlük hayatta sıklıkla
kullandığımız ‘kalite’,
herkes için ne anlama gelmekte?
Kalite kelimesi Türkçe kökenli
bir kelime olmayıp sadece nitelik anlamına geliyor. Halk arasında da çok yaygın
olarak kullanılan kalite kelimesinin ana kökeni, Fransızca qualité
"nitelik, özellikle iyi nitelik" sözcüğünden alıntıdır.
“Kalitenin daha iyi anlaşılması
için boyutları nelerdir ve ne önem taşımaktadır. Tüketicinin algıladığı
kaliteyi David Alan Garvin, sekiz boyutta incelemiştir”.
1.
Performans boyutu: Üründe bulunan birincil
özellikler
2.
Diğer unsurlar boyutu: Ürünün çekiciliğini
sağlayan ikincil özellikler
3.
Uygunluk boyutu: Sunulan özelliklere,
standartlara ve belgelere uygunluk
4.
Güvenilirlik boyutu: Ürünün kullanım ömrü
içerisinde performans özelliklerinin sürekliliği
5.
Dayanıklılık boyutu: Ürünün kullanılabilirlik
özelliği
6.
Hizmet görürlük boyutu: Ürüne ilişkin sorun ve
şikâyetlerin kolay çözülebilmesi
7.
Estetik boyutu: Ürünün albenisi ve duyulara
seslenebilme yeteneği
8.
İtibar boyutu: Ürünün ya da diğer üretim
kalemlerinin geçmiş performansı
Prof. Dr. Ömer Peker’in “Toplam
Kalite Yönetimi ve TS-ISO 9000 Standartları” yazısında şöyle söyler: “Toplam
Kalite Yönetimi bir kalite kavramı değildir; bunun çok ötesinde bir yönetim
yaklaşımı, bir düşünce ve yaşam tarzıdır”.
ISO 9000 İmalat ve Hizmet
endüstrilerinde kalite güvencesi için kurulmuş, kapsamlı bir standartlar
kümesidir. ISO 9000 serileri, bir firmanın kalite sistemini geliştirmesini,
belgelemesini ve çalıştırılmasını ister, yani firma içinde yönetiminin kalite
tetkik uygulamaları için sahip olduğu sorumluluktan, satın alma
politikalarından, eğitime kadar uzanan kalite yönetim sistemleri
uygulamalarının tümünü kapsar. “Bu standardın ne anlama geldiğini
açıklamak için gerekli olan beş kalite kavramını (Kalite Politikası, Kalite Yönetimi, Kalite Sistemi,
Kalite Kontrol, Kalite Güvencesi) tanımlar” (1).
Bazı temel kalite kavramlarını verir,
aralarındaki ilişkileri, farklılıkları açıklığa kavuşturur ve seçmelerine
yardım ederek yol gösterir. “ISO 8402, ISO 9000 serisinin resmi bir parçası
olmamakla birlikte; ‘ISO 8402’ e göre: Bir ürün
veya hizmetin, tanımlanan veya talep edilen ihtiyaçları tatmin etme yeteneğini
gösteren, özellik veya karakteristiklerin toplamı” (2).
ISO 8042 Kalite
sözlüğünde ise: “Kalite; bir mal ya da hizmetin belirlenen veya olabilecek
gereksinimleri karşılama yeteneğine dayanan özelliklerin toplamı” (3).
‘‘Kalite, bir ürün ya da hizmetin
belirlenen veya olabilecek ihtiyaçları karşılama kabiliyetine dayanan
özelliklerin toplamıdır’’ (TS ISO 9005)” (4).
“Kalite, bir ürün ya da
hizmetin, kesin veya dolaylı olarak tanımlanmış ihtiyaçları karşılamadaki
yeterliliğini belirleyen işlev ve özelliklerin bütünüdür” (5).
‘ASQ-Amerikan
Kalite Derneği’ ne göre: Kalite, bir mal veya hizmetin belirli
gerekliliği karşılayabilme yeteneklerini ortaya koyan karakteristiklerin
tümüdür.
‘EOQC-Avrupa
Kalite Kontrol Organizasyonu’ ne göre: Kalite, bir hizmetin veya ürünün
isteklere uygunluk derecesidir.
‘DIN-Alman
Standartlar Enstitüsü’ ne göre: Kaliteyi, bir ürünün öngörülen ve şart
koşulan gereklere uyum yeteneği olarak tanımlamaktadır.
‘JIS-Japon
Sanayi Standartları Komitesi’ ne göre: Kalite, ürün ya da hizmeti
ekonomik bir yoldan üreten tüketici isteklerine cevap veren bir üretim
sistemidir.
‘ISO–Uluslararası
Standardizasyon Organizasyonu’ na göre: Kalite, bir ürün veya hizmetin,
belirlenen ya da olabilecek ihtiyaçları karşılama kabiliyetine dayanan
özelliklerin ve karakteristiklerin toplamıdır.
İbrahim
Kavrakoğlu’na göre: ‘Yaratılan kalite, müşterinin gerçek gereksinimini
müşteriden de iyi bilip bunu karşılamaktır’.
“Günümüzde kalite, yoğun rekabet ortamında
işletmelerin rekabet güçlerinin göstergesi
olarak karşımıza çıkmakta ve sürdürülebilir başarının ve yok edici rekabet
ortamında firmaların varlıklarını sürdürmeleri için anahtar bir kavram olarak görülmektedir”
(6).
Uluslararası Standart Bürosu (ISO)
‘nun kalite için yaptığı tanıma göre: ‘bir mal veya hizmetin müşteri beklenti
ve gereksinimlerini karşılayabilme yeteneğidir’ diye de tarif eder. Bu
bağlamda, üst yönetimin yol göstermesi ve bütün çalışanların katılımı ile
yürütülen, uzun dönemli, istikrarlı ve sistematik değişimi hedef alan, müşteri
memnuniyetini ön planda tutan bir yönetim felsefesi şekline gelmiştir.
“ISO 9000, Kalite
Yönetimi ve Kalite Güvencesi Standartlarının seçimi ve kullanımı için bir
rehberdir. Bu standardın ne anlama geldiğini açıklamak için gerekli olan beş
kalite kavramını (Kalite Politikası, Kalite Yönetimi, Kalite Sistemi, Kalite
Kontrol, Kalite Güvencesi) tanımlar. Bazı temel kalite kavramlarını verir,
aralarındaki ilişkileri ve farklılıkları açıklığa kavuşturur ve seçmelerine
yardım ederek yol gösterir” (7).
Bu temel kalite tanımlamalarına
yeni dönem gelişmelerinde, Strateji, Performans, Performans yönetimi, Performans
Ölçüm&Değerlendirme tanımlarını da ekleyebiliriz.
Kalite Politikası: Bir kuruluşun üst yönetimi
tarafından kabul edilen, bağlayıcı olarak yazılı beyan edilen kalite ile ilgili
bütün amaçları ve yönlendirmesi denilebilir.
Kalite Yönetimi: Bir
kuruluş içerisinde hedeflenen kalitenin gerçekleşmesi için, düzeyi tüm
etkileriyle ele alan planlı ve stratejik bir şekilde sürdürülen, organizasyondaki
değişik grupların çalışmalarını yönlendiren ve kontrol eden yöntemdir. Müşteri
memnuniyeti ve sürekli iyileştirme olarak özetlenebilir.
Kalite Sistemi: Bir kuruluş içerisinde
hedeflenen kalite düzeyini, tüm etkileriyle ele alan, kalitenin gerçekleşmesi
için planlı ve stratejik bir şekilde sürdürülen faaliyetlerin tamamıdır.
Müşteri memnuniyeti ve sürekli iyileştirme olarak özetlenebilir. Sistemin
sağlıklı şekilde işlemesini ve her an rapor oluşturabilmeyi
sağlamayabilmelidir.
Kalite Kontrol: Bir üretim yerinde çeşitli
kesimlerin gösterdiği kaliteyi geliştirme, onu koruma ve iyileştirme,
tüketicinin tam beğenisini kazanma ve ekonomik seviyede bir üretim yapma
imkanlarının sağlanmasını amaçlayan çalışmaların tamamı.
Başka bir deyişle:
“Kalite Kontrol: kalite güvencesi ve kalite ile
ilgili tüm faaliyetlerinin temelini oluşturan kavramdır” (8).
Kalite Güvencesi: Genel olarak kalite
standartlarının karşılandığını tespit etmek için bir projenin/hizmetin/kurumun
çeşitli yönlerinin sistematik olarak izlenmesi ve değerlendirilmesi olarak
tanımlanır.
Strateji: Strateji
kelimesi Fransızca kökenlidir. TDK'ye göre strateji kelimesi anlamı:
- İzlem.
- Bir ulusun veya uluslar topluluğunun, barış ve savaşta benimsenen
politikalara destek vermek amacıyla politik, ekonomik, psikolojik ve askerî
güçleri bir arada kullanma bilimi ve sanatı, sevkülceyş (TDK, isim, eskimiş, (se'vkülceyş),
Arapça sevḳ + ceyş Strateji).
Fredman’ın Strateji (Bir Tarih),
kitabını incelediğimiz de anlamlandırmak ve anlamak için çok şeyin olduğunu
fark ediyorsunuz. İnsanlığın var oluşundan günümüze kadar geçen zaman içinde,
birçok kişiler tarafından anlatılmış, tarif edilmiş (her konu için). Özellikle
savaş konusu ile ilintilemişler. Kutsal Kitap, eski Yunan mitleri, Sun Tzu ve Machiavelli’yi
stratejik düşüncenin sırlarını paylaşıyor. Kısaca konu hakkında diyebilecek çok
şey var diyebiliriz.
“Martin van Cleveld (İsrailli
askeri tarihçi ve teorisyen), 1800’den öce strateji var mıydı, diye
sormuştu. Bu kitabım perspektifi açısından, tabii, primatların sosyal gruplar
oluşturduğu zamandan beri vardı” (9).
“Herkesin bir stratejiye ihtiyacı
vardır. Orduları, önemli şirketleri ve siyasi parti yöneten liderlerden bir
stratejiye sahip olmaları zaten hayli uzun sürelerden beri beklenir durumdaydı,
ama günümüzde artık hiçbir ciddi organizasyonun bundan yoksun olması
düşünülemez duruma geldi. Bir stratejiye sahip olmanın, bakışlarımızı kısa
vadeli veya önemsiz konulardan ayırıp uzun vadeye, esas konulara bakabilmemizi,
belirtiler yerine nedenleri ele alabilmemizi, ağaçlardan öte ormanı görebilecek
yeteneği çağrıştıran etkisi var gibi görünmektedir. Stratejimiz olmadan
herhangi bir sorunla yüzleşmek ya da herhangi bir amaca yönelmek, ihmalkarlık
olarak görülmektedir. Herhangi bir askeri harekatın, şirket yatırımının ya da
hükümet girişiminin, ortada değerlendirilecek bir stratejisi olmaksızın destek
bulabilmesi mümkün değildir” (9).
Konumuz şirketler olduğunu göre,
firma yönetiminde strateji anlamı, bir firmanın içinde yer aldığı ortamın
dinamizmine karşın, kararlılığını koruyarak, varlığını sürdürmek ve pazarda
başarı elde etmek için seçtiği yolu belirlemektir. Stratejinin genel özellikleri
nedir dersek. Strateji, bir çözümleme sürecidir. Kullanacağımız metotların
sonuçlarını önceden belirleyebilmemize olanak tanıyan düşünme sistemi
barındırır. Bu düşünme yöntemi, mantık ilkeleri ve yapılabilir ilişkileri
üzerine kurulmuş, karar verme ve kararlar içindeki engellerin kaldırmasıyla
ilgilidir.
Strateji belirleme sürecinin ise
önemli bir niteliği çevredeki fırsat ve tehlikeler ile işletmenin güçlü ve
zayıf yanlarının detaylı bir şekilde incelenmesi ve isabetli stratejik kararlar
alabilmek için bu incelemelerde elde edilen verilerin en iyi bir şekilde
değerlendirilmesi anlamında kullanılan kapsamlılıktır.
Firma düzeyinde performans,
performans yönetimi, performans ölçme ve değerleme konularına çok boyutlu performans
değerleme yaklaşımlarını görmemezlikten gelmemeliyiz.
Performans:
Performans TDK göre; isim, Fransızca kökenlidir performance. Anlamı:
Başarım.
“Performans hedeflere
ulaşmada belirleyici olan çıktıların ve çıktıların üretiminde kullanılan
kaynakların ölçülmesi; belirlenen bir amaca ulaşma düzeyi, amaçlı bir
faaliyetin verimliliği ve etkililiği olarak tanımlanmaktadır. “Ayrıca
etkililik, verimlilik, kalite, çalışma hayatının kalitesi, yenilik, karlılık
gibi bazı performans göstergeleri arasındaki karmaşık karşılıklı bir ilişki
olarak tanımlamaktadırlar. Performansı,
bu tanımlardan yola çıkarak herhangi bir faaliyet sonucunda ortaya çıkan
çıktıyı ya da elde edileni nicel ya da nitel olarak belirleyen bir kavram
olarak tanımlayabiliriz” (10).
“Performansı işletme düzeyinde inceleyecek olursak, bir iş
sisteminin performansı, belirli bir zaman sonucundaki çıktısı ya da çalışma
sonucu olarak tanımlayabiliriz. İşletmelerin amaçlarına ulaşma derecesi bu
sonuçlara göre değerlendirilmelidir. Bu durumda performans, işletme amaçlarının
gerçekleştirilmesi için gösterilen tüm çabaların değerlendirilmesi olarak
tanımlanabilir” (11).
Performans
yönetimi:1990’lı yıllara kadar “Performans Değerlendirme” olarak
adlandırıldı. “Örgütü istenen amaçlara
yöneltmek için örgütün mevcut ve geleceğe ilişkin durumları ile ilgili bilgi
toplama, bunları karşılaştırma ve performansın sürekli gelişimini sağlayacak
yeni ve gerekli etkinlikleri başlatma ve sürdürme görevlerini yüklenen bir
yönetim sürecidir (12). Performans yönetimi şirket performansını geliştirmek
amacı ile bireylerin ve ekiplerin performanslarının planlanması,
değerlendirilmesi ve geliştirilmesidir için gerçekleştirilen bir dizi
faaliyetten oluşan sistematik bir süreçtir.
Performans
Ölçüm&Değerlendirme: Kişilerin performans düzeylerini ölçümü veya
değerlendirmek için geliştirilmiş pek çok yöntem vardır. Bunlardan bazıları
performans değerlendirme de ilk uygulama örneklerinde kullanılmaya başlanmış
olan ve günümüzde de çok yaygın olmasa da uygulamalarına devam edilen ve
geleneksel değerlendirme yöntemleri olarak adlandırılabilecek yöntemlerdir.
Günümüzde; çalışanların performansın
davranışsal boyutunun belirlenmesinde ise yetkinliklerden yararlanılmaktadır.
Firmalarda ise üst yönetimden alt kademe çalışanlar ve firmanın tümünün çalışma
ve kayıtlar da dahil hepsinin, uygulamada karşılaştığı sorunları çözmek ve daha
objektif ölçümlemesinin yapılabilmesi için geliştirilmiş çağdaş/modern
yöntemler olarak adlandırılan yaklaşımları içermektedir. Yetkinliklere dayalı performans değerlendirme
de temel amaç üstün performanslı çalışanları ortalama düzeyde performans
gösterenlerden ayırmaktır.
Performans yönetimi sisteminin
yöneticiler tarafından daha fazla benimsenmesi gereği ve yürütülmesinde yöneticilerin
üstlendikleri sorumlulukları, sistemin örgütün temel hedef ve ihtiyaçlarına
ulaşılması doğrultunda ki katkısını artırmakta ve daha yararlı olmasına neden
olmaktadır. Performans Yönetimi Sistemi çalışanları, yöneticileri ve
organizasyonun kendisini ilgilendiren bir sistemdir. Tablo 01 ‘de performans
değerlendirme ile performans yönetimi arasındaki farklar belirtilmiştir.

Tablo 01: Performans Değerlendirme ve Performans Yönetimi
Firmalarda performans yönetim
sürecinin nasıl işlediği, hangi aşamalardan oluştuğu prosedür halinde veya o
amaç çerçevesinde belirlenmeli. Bu süreçte klasik yönetim görevleri-planlama,
yönlendirme, yürütme, kontrol-temelde firmanın vizyon, misyon, politika ve
taktik planlarının doğru olarak hazırlanması; planlarla uygulamaların
uyumlarının izlenmesi, performanslarının ölçülmesi; sağlanan bilgilerin
özendirici, çalışmalardan soğurucu olmayan biçimlerde yönetime ve çalışanlara
aktarılması ve firma içinde çoğunluğun desteğin verilmesi gereklidir.
Toplam kalite yönetiminin temelin
de sürekli iyileştirme, yüksek performans, çalışanların etkin katılımı
önemlidir. Bunun için performans değerlendirme dikkat edilecek olan; bireyler
ile birlikte ekiplerin performanslarının değerlendirilmesinin yapılmasıdır. Bu
firmalarda başlatılan yeni girişimlerin getirisi kısa sürede, daha yüksek
oranlarda gerçekleşmektedir. Bu da müşterilerinin, çalışanlarının
beklentilerini karşılayacak veya aşacak şekilde katma değer yaratırlar.
Finansal ve finansal olmayan
ölçülerle çalışan firmalar, kalite ile ilgili çalışmalarında, kalitenin tüm
boyutlarını dikkate almak zorunluluğunu hissetmeliler. Firmaların
unutmayacakları bir ürünün veya hizmetin kalite seviyesi, üretim prosesleri
sırasında oluşur. Yaşanan kalite anlayışında, hizmet kalitesinde sadece çıktı
göze alınmamakta, çıktının sunuluş kısmı da önem kazanmakta olduğunu bilmeliler.
Beklenen kalite anlayışında, kalite
hoşnutsuzluğun önüne geçecek şekilde, tatmin eden kalite ise müşteri
taleplerinin müşteriyi tatmin edecek şekilde olmalı.
Algılanan kaliteyi müşterilerin
beklentileri ile algılamaları arasındaki farkın pozitif yönlü mü yoksa negatif
yönlü mü olduğu ile bu farkın mutlak büyüklüğü ile ilgilisi olduğunu tahmin
edebilmeliyiz. Bireysel hizmet kalitesi için de müşterilerin algıladığı kaliteden
farklı olarak, çalışanların hizmet kalitesini anlayacak düşünceyi geliştirmemiz
gereklidir.
Geleceğin ne getireceğini kimse
bilemez; ancak mevcut seçenekler arasında zeki tercihler yapabiliriz. Farklı
potansiyel sonuçları tartışabilme kapasitesine sahip olmak iyi kararlar almada
önemlidir.
Alınacak veya alınan tüm eğitim
ve bilgiler içinde sadece belli bazı beceriler, rasyonel karar verme özelliğine
katkıda bulunuyor. O halde, risk değerlendirmeleri konusunda neler yapabiliriz?
Bu bağlamda da Toplam Kalite
Yönetiminde sadece, yönetim iyileştirmesi olarak görürsek yanılırız. Bununla
birlikte her yöndeki iyileştirmelerin yapılması için, firmanın karlı olması,
Karl Marx’ın dediği gibi artı-değer kazanabilmesi gereklidir. Bunun içinde
yöntemleri finansal gelişimler içinde kullanabilme ve risklerin neler
olabileceği gibi çözümleri de yapmalıyız. Çözümlemeler de kullanılan oranların
bilinmesi ve nasıl kullanır, nerede bulunur gibi bilgi verilerini de
çözümlemelerini yapılması gereklidir. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
Örneğin: Likidite Oranları (Firmanın
likidite durumunu analizde kullanılan oranlar), Finansal Yapı Oranları (Mali
bünye ile ilgili oranlar), Devir Hızları, Faaliyet Oranları (İktisadi
varlıkların kullanılışı ile ilgili oranlar), Kârlılık Oranları (Kârın
ölçülmesinde ve değerlendirilmesinde kullanılan oranlar) ve buna benzer
finansal kombinasyonları dikkate almalıyız.
Yukarıda çözümlemelerin formül ve
formül sonuçlarının istenilen aralıkların neler olması gerekliliğinin
bilinmesi, firmaların finansal güvenliği sağlaması diye düşünmeliyiz. Riskleri
doğru anlamak finansal tuzaklara düşmeyi önlediğini unutmamalıyız.
Yöntemler ki standardizasyon
sayesinde verimliliğin artacağı, kalitenin iyileştirileceği ve kâr marjını da
artırma yöntemlerini düşünmeliyiz. Böylece kaliteli çok miktarda ürün
üretebileceğinden standardizasyon, şirketin gelirine olumlu katkıda bulunur.
Üretim faktörleri, doğru tasarlanmış süreçler ve zaman itibarıyla israfın
önlenmesi de şirketin geliri arttıracaktır.
Dünya rekabet koşullarının son
derece acımasız olması firmaları farklı yöntemleri kullanma arayışına itmiştir.
Bir örgütün sürekliliğini sağlamanın temel koşulu olarak, örgüt stratejisinin
değişen koşullara adaptasyonu ve belirlenen örgüt stratejisinin uygulamaya
aktarılması özellikle stratejik yönetim alanında giderek artan bir önem
kazanmaktadır. Bunu göz önüne alarak yeni bilgi gelişim ve teknolojilerini
takip ederek, uygulama yöntemlerine hazırlıklı olmalıyız.
Artık modern ve stratejik düşünce
yöntemleri tartışan firmalar, muhasebeleştirme sistemlerinin finansal
ölçülerine karşı giderek artan tartışmalar ve eleştiriler yapmaktadırlar. Bu tartışma
ve eleştiriler firmaların geçmiş eylemlerine ilişkin bilgi veren ancak geleceğe
ilişkin ne yapmaları veya yapacakları bilgilendirmeden ile ilgili hazırlıktan
yoksun oldukları görüşleri ne karşılık TS EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim
Sistemleri- ŞARTLAR Standardında, Performans değerlendirme ve devam eden
maddelerde risk çözümlemesi ve Swot Çözümlemesi gibi yöntemleri zorunluluk
haline getirdi.
“Toplam Kalite kavramındaki,
toplam, tüm çalışanların katılımını, yapılan işlerin tüm yönlerini, müşterilerin
ve üretilen ürün ile hizmetlerin tümünü kapsıyorken, kalite, müşterinin bugünkü
beklenti ve ihtiyaçlarını tam ve zamanında karşılayıp onlara gelecekteki
beklentilerini aşan ürün ve hizmetler sunmayı ifade etmektedir” (13).
Hizmet/ürün alan ve sunanların
beklentilerinin yerine getirilmesini temel olarak alan, çalışanların
bilgilendirilmesini, yetkilendirilmesini ve takım çalışmalarıyla tüm süreçlerin
sürekli iyileştirilmesini hedefleyen, bir yönetim felsefesidir.
“Toplam kalite yönetimi ya da
kısaca TKY; müşteri ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kullanılan insan, iş,
ürün ve/veya hizmet kalite gereksinimlerinin, sistematik bir yaklaşımla ve tüm
çalışanların katkıları ile sağlanmasıdır. Bu yönetim şeklinde uygulanan her
süreçte tüm çalışanların fikir ve hedefleri kullanılmakta ve tüm çalışanlar
kaliteye dahil edilmektedir” (14).
“Toplam kalite yönetimi; uzun
dönemde müşterilerin tatmin olmasını başarmayı, kendi personeli ve toplum için
yararlar elde etmeyi amaçlar ve kalite üzerine yoğunlaşır. Tüm personelin
katılıma dayalı bir yönetim modelidir” (15).
T'si, toplamı; tüm çalışanların
katılımını, yapılan işlerin tüm yönlerini, müşterilerin ve üretilen ürün ile
hizmetlerin tümünü kapsıyor.
K 'sı kaliteyi; yani müşterinin
bugünkü beklenti ve ihtiyaçlarını tam ve zamanında karşılayıp onlara
gelecekteki beklentilerini aşan ürün ve hizmetler sunmayı ifade ediyor.
Y 'si yönetimi ise; firmayı
yöneten kişi veya yönetim kurulu, yönetimin her konuda, beyaz ve mavi yakalı
çalışanların tümüne demokratik yapı içinde liderlik yapması, çalışanlara örnek
model oluşturması ve şirket çapında katılımcı yönetimin sağlanması anlamına
geliyor.
Dolayısıyla Burada bir işletme
kültürünü de oluşturan yönetim sistemidir. Toplam Kalite Yönetimi; uzun dönemde
müşterilerin tatmin olmasını başarmayı, şirketin devamlı, sağdık, bağlı bir
müşteri haline getirmeyi, kendi personeli ve toplum için yararlar elde etmeyi
amaçlamalı ve kalite üzerine yoğunlaşmalıdır. Bu da tüm çalışanların katılımları
ile çalışanların enerjisini aynı noktaya toplayarak fayda sağlayabilecek bir
yönetim modeli olmalıdır.
Toplam Kalite Yönetimi, tıpkı bir
organizma gibi hatalarını düzelmesi, gerekli yenilikleri, eklemeleri kendi
üzerinde uygulaması ve onunla bütünlenmesi gerekmektedir. Bu da sistemin
gelişmesi, iyileşmesine yol açar. Kısaca sürekli gelişen, kendini yenileyen
canlı gibi olmalı ki, müşteri memnuniyetin devamını sağlayabilmelidir. Bu
gelişimleri de bilimsel, kontrol edilebilen, ölçülebilen yöntemler ile yapmalıdır.
Toplam Kalite modelinin temelinde
“hataları ayıklamak” yerine “hata yapmamak” yaklaşımı vardır. Bu
nedir? Diye düşünmeye başladığımızda, şöyle sonuçlara ulaşıyoruz. Ölçülemeyen
şeyi geliştirilemezsin. James Harrington ’un söyledi rivayetlerine göre
“Ölçemezseniz anlayamazsınız. Anlayamazsanız kontrol edemezsiniz. Kontrol
edemezseniz daha iyiye götüremezsiniz” diyor. Bu nedenle ölçüm ve istatistik, Toplam
Kalitenin vazgeçilmez parçası olduğunu anlayabiliyoruz.
Kalite Yönetimi, Kalite Yönetimi
Kuramı (Quality Management Theory), Toplam Kalite Kontrolü (Total Quality
Control), Sürekli Kalite İyileştirme (Total Quality Improvement-TQI) gibi pek
çok isimler ile anılmaktadır. En yaygın olan Toplam Kalite Yönetimi (TKY) (Total Quality Management-TQM)’
dir. Kalite yönetimi, hangi sektörde olursa olsun başarısı müşterilerin
beklentisini karşılamaktan geçmektedir. Bunun için de uygulanma aksaklığı
çıkabileceğini düşüncesi ile, çalışanlara bunu düzeltme yetkisi vermelidir.
Kökeni 1920lere dayanan kalite
yönetimi, üretim, denetim ve mühendis temelli olarak başlayıp daha sonra başına
“Toplam” ifadesini alarak kurumsallaşmıştır.
1950’lerden sonra yatay ve dikey
olmak üzere örgütlerde iki yönde yaşanmıştır. Yatay genişleme tedarikten
pazarlamaya kadar zincirdeki tüm paydaşları kapsamakta. ‘Zincir, en zayıf
halkası kadar güçlü olacaktır’ anlayışını kabul etmek demektir. Dikey genişleme
ise işlerin sadece orta düzey yöneticiler ve alt kademe çalışanlarla değil tüm sistemde
ki çalışanlar ile, kaliteyi bir felsefe olarak görmelerini ve işlerin emir
komuta zinciriyle değil bütüncül ve katılımcı anlayışla yapılmasını savunur.
Yönetim anlayışının ‘Toplam Kalite Yönetimi’ olarak anılmaya başlanması da bu
zamana dayanır diyebiliriz.
Toplan Kalite Yönetimin de
değişim kavramının işleyişini gösteren değişim döngüsünün önemli bir yeri
vardır. Toplam Kalite Yönetimi felsefesinin esası sürekli gelişmeye
dayanmaktadır.
Kalite kavramının geldiği en son
aşamayı gösteren bir yönetim modelidir. Hayatın her alanında kaliteyi
hedefleyen bir yönetim felsefesi düşüncesinden kendimizi alıkoyamayız.
Sürekli Gelişme = İyileştirmenin Temel Felsefesi,
sistem sonunda sistem hatalarının tespit edilip giderilmesinden ziyade,
sistemin kendi kendisini hatasız çıktıya ulaşacak şeklide kontrol etmesi
olmalıdır.
Kısaca şöyle de diyebilmeliyiz. “Toplam Kalite Yönetimi, şirket
ve çalışanlar için bir yaşam ve çalışma biçimi olarak kabul etmeleri, başarıya
götürmenin başlangıcı olabileceğini” düşünmeliler.
Öncelikli olarak oluşan veya
oluşabilecek problemler belirlenmeli. Bu problemlerin çözümlerinin neler
olabileceği tartışmalar.
PUKÖ
(planla-uygula-kontrol et-önlem al); adım adım plan yaparak sonuca
ulaşmakta kullanılan sistematik bir yaklaşımdır (Vikipedi, özgür ansiklopedi).
PUKO döngüsü (Tablo 02) ve SWOT
çözümlemesi ile de sebep sonuç, iç ve dış faktörleri tanımlama ilişkisi bulunmalılar.
SWOT Çözümlemesi; bir projede ya da bir ticari
girişimde kurumun, tekniğin, sürecin, durumun veya kişinin güçlü (Strengths) ve
zayıf (Weaknesses) yönlerini belirlemekte, iç ve dış çevreden kaynaklanan
fırsat (Opportunities) ve tehditleri (Threats) saptamak için kullanılan
stratejik bir tekniktir. Bu teknik projenin ya da ticari girişimin hedeflerini
belirlemeyi ve amaca ulaşmak için olumlu ya da olumsuz olan iç ve dış
faktörleri tanımlamayı gerektirir (Vikipedi, özgür ansiklopedi).
Swot Çözümlemesi;
kişi ve/veya kişilerin, girişimin ya da işletmenin iç ve dış faktörlerin
çözümlemesini yaparak karşısına çıkabilecek fırsatları değerlendirmesine ve
tehditleri ön görmesine olanak sağlar. Bu olanaklar, kişi ve/veya kişilerin
farklılıkları, başarı olarak kullanmasına yardımcı olur.
Swot Çözümlemesi ile çözüm yolu
ve yolları test edilerek doğru, istenilen sonuç/sonuçları sağladığı veya
sağlamadığının denetimi sonuçlarına göre, düzenli olarak yapılan ölçüm, sonuç
kontrolleri ile çözümleme yapılarak istenilen verilerin alınması ile çözümün
benimsenmesi aşamanda, sürekli kontrol edilerek aşamaların tekrarları, denetleri
yapılması gerekli yöntem olarak kabullenilmelidir. Burada bulunan sonuçları
süreçleri değiştirmek veya farklılaştırarak sonuçlara ulaşabilir (Tablo 03)
Tablo 03 Kalite Yönetimi ve TKY Süreçler
TOPLAM KALİYE YÖNETİM FELSEFESİ
VE GELİŞTİRME YÖNTEMLERİ
Öncelikli olarak kurulmakta
olunan TKY (Toplam Kalite Yönetim) sisteminin, firmanız bazında genel kabul görmesi
ile birlikte, üst yönetimin bu iş için büyük desteğinin sağlanması önemlidir.
Üst yönetim bu yolculukta sabırlı davranmadığı sürece, başarıya ulaşma şansı
yok diyebiliriz. Bunların göz önüne alınması, konuşularak belirli zorlukların
neler olabileceği ve nerelerde kırılmaların oluşacağını öncelikle üst yönetim
ve çalışanların bilmesi, birinci şart gibi görülmeli. Hiçbir sistemin, farklığı
kabullenilebilmesi kolay olmayan aşamadır. Önceliğimiz bunu nasıl, ne şekilde
yapılacağını iyi bilerek, taraflara açık ve net bicimde anlatmak gerekir. Firma
için planlanmış belirtilenen yol haritası, hedeflenen amaçlara ulaşmasını
sağlayacağı gibi, gelişimin de istenildiği şekilde olmasını belirler.
“Sistem Yönetimi, kalite planları
ile aynı doğrultuda uzlaşmış olmalı ve kalite planlaması için belirlenen göstergeler
kullanmalıdır. Üst yönetim, hiç bitmeyecek bir süreç olan uygun kalite
sistemlerinin geliştirilmesini ve sürdürülmesini mutlak sağlamalıdır” (16).
Kısaca bu yol, uzun ve devamlılık
ister. Aynı şeyleri konuşmaktan, yapmaktan veya yazmaktan yorulup bıkılabilir, pes
edilmediği sürece amaçlara ulaşmak kaçınılmazdır. Sitemin gelişimine katkı
koyabildiğiniz sürece, firmanın gelişimi de sağlanmış demektir.
“Yöneticinin 1950'lerin başlarında
tanımı değişmiş ve "Bir yönetici, insanların performansından
sorumludur," denilmeye başlanmıştı. Bugünün yönetim tanımı, “Bir yönetici,
bilginin uygulanmasından ve performansından sorumludur” şeklindedir” (17).
İşletmeleri hedefledikleri, amaca
ulaşabilmelerinin en önemli yollarından biri ürün veya hizmetlerinin istenilen
kalite şartları, özellikleri ile üretilmesi varsa hatalardan ayrıştırılmış
proseslerinin kontrol altına alınmasıdır. Bu amaçla çalışmaların istatistiksel
proses kontrol teknikleri ele alarak değerlendirmeliler.
İstatistiksel Proses Kontrolü,
bir prosesi sürekli denetleme ve prosesteki değişkenliği kontrol altına almada
kullanılan bir kalite kontrol metodu olarak değerlendirmeliyiz. Kalite yönetimi
sisteminde İstatiksel prosedür tekniklerini kullanabilmesi için İstatistik
bilgisini bilmek, onu kullanılır ve anlayabilmek şartı gerektirir.
Bu bağlamda “toplam kalite
yönetiminde sorun çözme tekniğine temel oluşturan temel araçların varlığı
oluşmuş ve gelişmiştir” (18).
Kalite yönetimi araçları olarak
verilere dayalı karar vermede kullanılan başlıca araçları şöyle sıralayabiliriz.
1. Neden (sebep)- Sonuç Çözümlemesi
(Balık kılçığı diyagramı)
Belirli bir sorun veya sonucun
nedenini araştırmak, belirlemek ve göstermek için kullanılan bir tekniktir. Bu
diyagram belirli bir soruna etki eden tüm faktörlerin nedenlerini bir şekil
üzerinde göstermek için oluşturulur. Süreçte meydana gelen değişkenliklerin
potansiyel kaynaklarını belirlemek amacıyla sürecin elemanlarını grafiksel
olarak gösteren bir araçtır.
2. Kontrol (Denetim) Çizelgesi (check sheet)
Yeterli ve etkin bir iç kontrol
sisteminin kurulması, sistemin geliştirilmesi, standartlara uygun olarak
işlemesi, yapılan faaliyetler, idari ve mali yönlerden alınan kararların iç mevzuata
uygun yürütülüp
yürütülmediği, eksik yönlerinin belirlenerek gerekli önlemlerin alınması,
sistemin sürekli izlenmesi ve
kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi anlaşılabilir
Verilerin kayıt edilmesi ve
düzenlenmesi için kullanılır. Belirli bir zaman aralığında meydana gelen
hataların ortaya çıkma nedenlerini ve kaynaklarını bulmak amacıyla sorunları
çetele ile göstererek sıklık derecesinin saptanması için kullanılan yararlı bir
araçtır.
3. Kontrol diyagramı (Kontrol grafikleri)
Verilerin kayıt edilmesi ve
düzenlenmesi için kullanılır. Belirli bir zaman aralığında meydana gelen
hataların ortaya çıkma nedenlerini ve kaynaklarını bulmak amacıyla sorunları
çetele ile göstererek sıklık derecesinin saptanması için kullanılan yararlı bir
araçtır. Proses kontrolü, üretim sırasında dış etkenlerin neden olduğu kalite problemlerinin
geciktirilmeden çözümleme yapıp, değerlendirilmesini ve böylece meydana
gelebilecek zararların önüne geçerek verimliliğin artırılması amaçlanmasıdır.
4. Histogram (Sütun grafiği)
Histogramlar en basit
istatistiksel çözümleme araçlarından biridir. Veri sıklıklarının grafiksel
olarak ortaya konmasını sağlar. Histogram da yer alan veriler ne kadar çok
olursa, elde edilen histogram o derece gerçeğe yakındır. Histogram,
gruplandırılmış bir veri dağılımının sütun
grafiğiyle gösterimidir. Diğer bir ifadeyle, tekrarlı sayılardan oluşan
verilerin, uygulanan işlemlerden sonra önce tabloya, tablodan yararlanarak
grafiğe aktarılması, yani veri gruplarının grafiğinin dikdörtgen sütunlar
halinde gösterilmesidir.
5. Pareto diyagramı
Verileri sınıflandırarak
önceliklerin belirlenmesini kolaylaştıran, her bir unsurun, önem derecesine
göre toplam sonuca katkısını göstermek ve öncelikledirler bu amacıyla
kullanılmaktadır. Pareto ilkesi 80/20 prensibi veya ‘önemli az’ olarak da
bilinmektedir.
6. Çetele (Saçılma, Frekans, Serpilme,
Dağılma) diyagramları
Çetele: İçin Muzaffer Sencer, BSTS/Yöntembilim
Terimleri Sözlüğü, Ankara (1981), TDK yer alan “[es. t. puvontoj] [İng. tolly,
pointoge]:
Bir alan araştırmasında gözlemci takımın çalıştığı gün ve saatleri ya da
herhangi bir iş yükünün bölüşümünü gösteren ölçümlü yazım” tanımı daha uygun
olabilir.
Serpilme diyagramı, iki değişken
arasındaki ilişkiyi göstermek ve bu iki değişken arasında korelasyon olup olmadığına
karar vermek, bir neden sonuç ilişkisi olabileceğini ya da neden-sonuç ilişkisi
olmadığını göstermek amacıyla kullanılan grafiksel bir araçtır. "Neden ve
etki diyagramı + Serpilme diyagramı=Kalite problemlerinin çözümü". Karşılıklı
ilişkide olduğu düşünülen iki veri setinin birbiri ile olan ilişkilerinin
düzeyinin incelendiği diyagramlardır.
7. Akış, diyagramı (Akış şeması)
Nedenlerin belirlenmesini
kolaylaştıran araçlardan biri de süreç akış diyagramlarıdır. Süreç akış seması
bir mal veya hizmet üretimindeki adımları, bunların birbirleriyle ilişkilerini
grafiksel olarak göstermek için kullanılır. Akış diyagramlarında ayrıntıları
içeren açık ifadeler bulunduğunda yapılan işin anlaşılması ve tanımlanması
kolaylaşır.
8. Tabakalama
(Gruplandırma-Sınıflandırma)
Verinin değişkenlik kaynaklarına
göre gruplara ayrılarak kaydedilmesi ve işlenmesi olarak tanımlanabileceği gibi
kategorilere ve özelliklere göre bilgilerin sınıflandırılması süreci olarak da
ifade edilebilir. Gruplandırma (stratification) tekniği, verilerin ayrılarak
daha kolay anlaşılır duruma getirilmesini sağlar.
Örneğin, firmada üretilen
ürünlerin makinalara ayrılmasında veya birden fazla vardiya çalışan firmalarda
üretilen ürünlerin vardiyalara göre gruplandırılması mümkündür. Bunun dışında,
malzeme, makina/araç-gereç, operatör, işletme şartlan, zaman, çevre ve iklim
gibi faktörlere ilişkin de gruplandırma yapılabilir.
Söz konusu
faktörlere (verilerin özelliklerine) göre gruplandırma, verilere ilişkin
sorunun hangi özellikten kaynaklandığının belirlenmesini sağlar
TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNİN
ÖGELERİ VE İLKELERİ
1. Liderlik: Toplam kalite
yönetiminde lider demek yöneten değil yönlendirendir. Liderlik önceden
saptanmış amaçlar doğrultusunda iş görenleri ortak davranışlar sergilemeye
yönlendirmedir. Grubun amaca ulaşmasında yol gösterendir. Yolu gösterirken
motive edendir.
2. Müşteri Odaklılık: Müşteri
hızla değişir. Sürekli farklı isteklerde bulunur, eleştirir. Memnun edilmesi
gereken en önemli unsurdur. Uygulamalarının en temel amaçlarından bir
tanesi, örgütün tüm paydaşları arasında dengeli sonuçlar geliştirilmesidir. TKY
müşteri odaklı uygulamalar bütünü olduğundan müşterilerin istek ve
ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik stratejiler çerçevesinden çalışır.
3. Sürekli Gelişme ve İyileşme
“Kaizen”: Toplam kalite yönetiminin temelinde, iyinin düşmanı daha iyidir anlayışı
ile daha iyiyi ve kaliteliyi arama, bunun içinde yer almaktır. Sonuç odaklı
değil süreç odaklı bir kavram ve düzenli küçük gelişmeleri sürekli
iyileştirmeyi öngörmeliyiz.
Sürekli gelişme, dinamik bir
süreçtir. Kendini yeniler. Bu sürecin dört aşamasını Edwards Deming ’in PUKO
döngüsü ile, planlamak, Uygulamak, Kontrol etmek, Önlem almak ile yapmalıyız.
Her süreç tamamlandığında, yeni süreç başlamalıdır. Süreçte her ekip, her
eleman kendi işini geliştirmek ile yükümlü olduğunu hissetmelidir.
4. Hedeflerle ve Verilerle Yönetim:
Her alanda çalışmalar ölçülebilir hale getirilir ve bu ölçümlere göre hedefler
belirlenir. Bu hedeflere ulaşıp ulaşılamaması, devamlı ölçülmelidir.
5. Süreç Yönetimi: Kaynakları
işleyip onlara artı değer katarak, sürekli gelişmenin sistematik ve planlı bir
şekilde sürdürülmesini ve ürün ya da hizmet olarak çıktı haline getiren destek
hizmetlerinin verilmesi, yapının üretimi ve dağıtımı gibi tedarikçi, ortak ve
müşterilerle ilgili tüm uygulamaları içermektedir.
6. Sürekli Eğitim ve Öğrenen
Organizasyon: Birey gibi örgütler de canlı organizmalardır ve yaşamını
sürdürmek için sürekli öğrenmeye gereksinim duyarlar. İşletmenin kültüründe bir
değişim ile personelin uzun dönemli bağlılığının sağlanması vardır. Eğitim ve
geliştirme çalışanları, değişimle baş edebilir hale getirmeye yönelmiştir. Eğitimli
personel, iş yerini ve işini farklı bir bakış açısından görme konusunda
bilinçlendirilmiş ve güçlendirilmiştir. Bu bilinçteki personel, iş başarısından
sorumlu olduğunun bilincindedir.
Öğrenen örgüt oluşturma için
öncelikle, öğrenen birey yaratmak, öğrenen takım yaratma ve öğrenen örgüt
yaratmak olmalıdır. Bireysel öğrenmenin yerleştirilmediği, çalışanların
takımlar halinde çalışarak ve paylaşarak öğrenmediği, örgütsel kazanımların
olmadığı ve yeni bilginin üretilmediği örgütün öğrenen bir örgüt olmasından
bahsetmek de mümkün değildir.
7. Önlemeye Dönük Yaklaşım, Sıfır
Hata: Ölçümler sonucunda uygun olmayan sonuçlar belirlenir ve bunları
iyileştirme için tekrar hedef belirlenir. Hata ve kusurları ortadan kaldırmayı
(sıfır hata düzeyine ulaşmayı) amaçlamak olmalıdır. Toplam Kalite Yönetimin
felsefesi ise hatayı oluşmadan önlemektir. Bir işi hatasız tek defada
yapmaktır. Zira hatayı düzeltmenin maliyeti, önlemenin maliyetinden daha
fazladır.
8. Toplumsal Sorumluluk: “Sorumluluk,
“kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir
olayın sonuçlarını üstlenmesi” (TDK, http://tdkterim.gov.tr/bts, 2009)
demektir. Sosyal sorumluluk yaklaşımının hedefi toplumsal fayda sağlamak,
toplumda bir fark yaratmaktır” (19). Buna göre sosyal sorumluluk olgusunu
bireylerin, davranışlarını toplumsal sonuçlarını gözeterek düzenlemeleri olarak
tanımlamak mümkündür. Organizasyonların kendi alanı dışında toplumu
ilgilendiren sorunlara karşı da sorumluluk bilincine sahip olmasıdır. Bu
anlamda Toplam Kalite Yönetimi sorunlarına duyarlı
yapısı ile de ön plana çıkar.
9. Katılımcılık ve İletişim: Platformlarda
her kademedeki çalışanın eşit söz hakkı vardır. Herkes herkesi eleştirebilir,
övebilir, fikir üretebilir, başarı için bazı ilkeler öne süren ‘Couper ve
Labitz’, liderlik, katılım ve demokratik yönetimi ön plana çıkarmışlardır. Toplam
Kalite Yönetimi grup çalışmasına inanan ve destekle gelişir. Önemli kararlar
öncesi çalışanlardan yararlanmak, onlara sormak, dinlemek müşteri istek ve
beklentilerini çözümleme yapmak önemlidir. Toplam Kalite Yönetim de
çalışanların hedef ve amaç birliğinin sağlanabilmesinin yönü, firma içindeki demokratikleşme
sürecinin doğru şekilde kabullenip, kurallar içinde uygulanmasını sağlanabilmesidir.
“Demokratik düşüncenin temelinde
insanın akıllı bir yaratık olduğu, kendisi için iyi olanla kötü olanı
ayırabileceğini inancından kaynaklanan, insana saygıya dayalı iyimser bir dünya
görüşünde yatar” (20).
Toplam Kalite Yönetimi yönetsel
katılımı kolaylaştıran ve destekleyen yalın bir örgüt yapısını öngörür. Şirketler
günümüz dünyasında rekabetin çok olduğu piyasalarda önde olabilme avantajına
ulaşabilmek için, tüm süreçlerinde en az hata oranı ve en az israfları
gerçekleştirmeliler.
“Belli bir faaliyet ya da bir
hizmetin sahada gerçekleşen halinin yönetilmesine "Saha Performans Yönetimi" adı verilir”
(21). Saha Performans Yönetimi
diğer birçok yalın tekniği bir arada kullanmayı ve hızlı, doğru karar
vermeyi gerektiren bir çerçeve olarak düşünmeliyiz. Saha Performans Yönetimi orta düzey yöneticileri
büyük resme odaklanmaları için farklı bakış geliştirmeye sevk ederken, takım
üyeleri ve takım liderlerinin sahadaki sorumluluğunu artırır. Bu şekilde Saha
Performans Yönetimi (Tablo 04) daha özerk bir iş gücü ve özerk bir örgüt
oluşturmayı hedefler. Her takım üyesi amaç ve hedefler konusunda
bilgilendirilir, cesaretlendirilir. Saha yönetimini gerçekleştirmek için şirket
hedefleri ile günlük işleyişi birbirine uyumlu hale getirilmeli, görsel kontrol
panoları kullanılmalı, problemler daha görünür hale getirilmeli, personel
arasındaki dinamizmi artırmak için iletişimi güçlendirmek ve günlük verileri
bir araya getirebilmek için toplantılar düzenlenmeli, standart iş formları
oluşturulmalı, sahada gözlemler yapılmalı, PUKÖ döngüsünü günlük işleyiş
içerisine dahil edilmelidir.

Tablo 04 Saha Performans Yönetimi
6S Endüstriyel Disiplin öncelikle güvenlik ve
verimlilik olarak belirlenir. Bunu sağlamanın önemli yolu, iş yerinde iş
sağlığı ve güvenliğinin ilk belirtisi iş yeri temizliği ve düzenidir. Çalışma hayatında, üretimden kaynaklanan
tehlikelerden sağlığa zararlı koşullardan korunmak için yapılan sistemli
çalışmalarda 3 temel amacı bulunur.
-
Çalışanları korumak,
-
Üretim güvenliğini sağlamak,
-
İşletme güvenliğini sağlamak,
Tüm tertip, düzen ve kalite
sistemlerini iş güvenliği ile ilişkilendirerek entegre etmek mümkündür. Buna ‘6S Endüstriyel Disiplin’ de
denilir. 6S yöntemi,
yalın üretimde kullanılan bir işyeri organizasyon yöntemi olup oldukça yaygın
kullanılan 5S yöntemine iş güvenliğinin eklenmesiyle geliştirilmiştir.
Kalite yönetiminde, düzenli bir
çalışma ortamı isteniyorsa, “6S
Endüstriyel Disiplin” (Şekil: 01 6S Endüstriyel Disiplin Adımları) yönteminin uygulanması,
vazgeçilemez faydayı sağlayacaktır. Bu teknikte, çalışanların kullanacağı tüm
aletler, olması gereken yerde ve düzenli bir şekilde durmaktadır. Çalışmayı
olumsuz etkileyebilecek unsurlar ortadan kaldırılmış, malzemeler ayrı ayrı
kutularda biriktirilmiş, İş Sağlığı ve İş Güveliği de aynı ortamda gerektiği
gibi dünya standartlarını uygulama şansını elde edebilir.
Endüstriyel disiplin de
Standartlaşma olmadan prosesleri doğru ölçmek mümkün değildir. Doğru
ölçülemeyen proses yönetilemez ve iyileştirilemez. Dolayısıyla Endüstriyel
Disiplin İş Sağlığı ve Güvenliği tekniklerinin temelini oluşturur.
Endüstriyel Disiplin sahada ve
ofislerde, performans, konfor, güvenlik ve temizlik açılarından mükemmele giden
yoldur. Çalışma ortamında israfın ve değişkenliğin azaltılması öncelikle olarak
Görsel işletmeler ile mümkündür.
Şekil: 01 6S Endüstriyel Disiplin Adımları
KALİTE
KAVRAMINA GETİRİLEN DEĞİŞİK YAKLAŞIMLAR
Toplam Kalite Yönetimi
uygulamaları konusunda ileri sürülebilecek çeşitli yaklaşımlardan
bahsedilebilir. Bu yaklaşımlar toplam kalitenin öncülerinin yönetim
uygulamalarından ve yeniden yapılandırma uyarlamalarından oluşmaktadır.
Kalite kontrolünün başlangıcını;
endüstri devriminden sonra, küçük atölyelerin fabrika haline döndüğü ve pazar
ekonomisinin temellerinin atıldığı 1920’lerde görmek mümkündür. Bu yıllardan
sonra kalite kontrolü süreç kontrolü yönünde ilerlemeye başlamış, kalite
önderleri yetişmiş ve bunlar özellikle 1960 yılların ve sonrasın da Japonya’nın
gelişimine önemli katkılar sağlamışlardır.
“TKY’nin başlıca iki farklı
boyutu vardır: birincisi, sistemin teknik boyutu, ikincisi de sistemin yönetim
boyutu. Yani, TKY sistemi, “yönetim sistemi” ve
“teknik sistem” olmak üzere farklı iki
sistemin bütünleşerek oluşturduğu bir “bütünsel
sistem” özelliği
taşımaktadır. Buna göre:
Teknik
Sistem: Mamul tasarımında kalite güvencesi, imalat veya hizmet üretim
süreçlerinin planlanması ve tasarımı, üretim girdilerinin, ara ve son
mamullerin kontrolü hususlarını kapsamakta ve birçok metodolojiyi içermektedir
(Bu metotlardan en önemlileri: istatistik kalite kontrol ve istatistik
proses kontrol teknikleridir).
Yönetim
Sistemi: Planlama, organizasyon, kontrol ve insan kaynakları yönetim
süreçleri ile kalite güvencesi arasındaki ilişkiler üzerine yoğunlaşmaktadır” (22).
Armand Vallin Feigenbaum “General
Electric firmasında İmalat Operasyonları Direktörlüğü olarak görev yapan,
kalite kontroldeki deneyimlerini, görüşlerini açıkladığı ve “Industrial Quality Control” mecmuasında
yayınlanan bir makalesinde ilk kez, “Toplam Kalite
Kontrol” kavramını kullandı (1957) ve kalitenin, sadece kalite bölümünün
sorumluluğu olmadığını ifade ederek çalışan herkesin kalite olayına karışması
gerektiği fikrini ortaya attı. Böylece Toplam Kalite Kontrol devri başlamış
oldu” (23).
Feigenbaum 'a göre kalite 'en iyi' yi elde etmek
değil, ‘müşteri ve satış
fiyatı çerçevesinde en iyiyi elde etmektir’. Kalite kontroldeki kontrol
dört aşamalı bir yönetim aracının olduğunu söyler.
·
Kalite standartlarının belirlenmesi
·
Bu standartlara uygunluğun değerlendirilmesi
·
Standartlar aşıldığında harekete geçilmesi
·
Standartların geliştirilmesi için çalışmaların
yapılması
Kalite kontrol, siparişin gelişinden satışa kadar, tasarım,
mühendislik, montaj ve müşteriyi memnun edecek bir ürünün gönderimini de
kapsayacak şekilde bütün aşamaların dahil olması gereken bir süreçtir. Toplam
kalite anlayışı, tüm süreçler tamamlandıktan sonra kontrol etmekten ziyade,
kaliteyi baştan sağlamaya dayanır.
Ürün kalitesini etkileyen tüm faktörler üzerinde etkili
kontrol sağlamak üretim sürecinin bütün önemli aşamalarının kontrolünü
gerektirir. Yapılması gerek bu kalite kontrol işlemleri dört ana grupta
toplanabilir: Yeni-Tasarım Kontrolü, Gelen Malzeme Kontrolü, Ürün Kontrolü ve
Özel Süreç Çalışmaları.
Toplam kalitenin kilit elemanları
1.
Kalite firma çapında bir süreçtir
2.
Kalite müşterinin kalite anlayışıdır.
3.
Kalite ve maliyet bir toplamdır, fark değildir.
4.
Kalite hem bireyin hem de takımın çabasını
gerektirir.
5.
Kalite bir yönetim şeklidir.
6.
Kalite ve inovasyon bağıntılıdır.
7.
Kalite bir ahlak anlayışıdır.
8.
Kalite sürekli gelişimi gerektirir.
9.
Kalite maliyetleri en az etkileyen, sermayeye en
az bağlı üretkenliği artırma yoludur.
10.
Kalite tedarikçileri ve müşteriyi kapsayan bir
sistem ile elde edilir.
Joseph
Moses Juran Toplam Kalite Yönetimi alanında çok önemli eserler yayınladı.
Juran’ın Kalite Kontrol El Kitabı (Juran’s Quality Control Handbook)
adlı çalışması, Toplam Kalite Yönetimi alanında klasik ve en önemli eserlerden
birisi olarak kabul edilmektedir. Juran’a göre kalite yönetim felsefesi,
evrensel bir süreçten ibarettir anlayışındadır.
Juran'a
göre kalite görüşü, yönetim felsefesi istatistiksel bir yaklaşım getirir. Kalite
prosesleri; kalite planlaması, kalite kontrol ve kalite geliştirme ile mali
prosesler arasında paralellikler çizerek yönetimin kontrolünü sağlar. Buna
göre;
•
Kalite planlaması, mali planlamaya ve bütçe
yapmaya,
•
Kalite kontrol, mali kontrole,
•
Kalite geliştirme, maliyetin azaltılmasına
paraleldir.
Juran'ın
trilojisi kalite güvencesi siteminin temel taşlarıdır.
Juran,
organizasyonda kalite devrimini başarmak için şu ilkelerin önemli olduğunu
vurgulamaktadır:
•
Organizasyonda, lider tarafında Kalite Konseyi
oluşturulmalıdır.
•
Organizasyonda, kalite hedefi açık olarak
belirlenmelidir.
•
Kalite konusunda eğitim ve seminerlere önem
verilmelidir.
•
Sadece finansal göstergelere bakmak yetmez;
kalite ölçülmelidir.
•
Kalite geliştirme, sürekli olmalıdır.
•
Kalite geliştirme, problem çözme, yaratıcılık ve
yenilik organizasyonda önem taşımalıdır.
•
Takdir ve ödüllendirmeye önem verilmelidir.
•
Müşterilere yönelik kalite ve performans
standartları oluşturulmalıdır.
“Juran’ın, gelişim
için üç temel adımın: Ürün veya hizmet kalitesini dünya seviyesine getirmek
isteyen şirketler, Juran'a göre aşağıdaki adımlara uymalıdır. Paylaşım ve
sorumluluk bilincinin korunarak sürekli geliştirme ve iyileştirmeler yapılması,
geniş kapsamlı eğitimlerle kalite bilincinin artırılması, üst yönetimin
liderlik işini en iyi şekilde yerine getirmesi” (24).
Juran'ın kalite
felsefesi süreci aşağıdaki (Tablo 05) gösterilmiştir (Çetin, 2002, 35).
Tablo 05 Juran Kalite Yönetim Felsefesi
“Juran’ın çalışmalarına bakıldığı zaman kalite üzerinde
önemle durduğu görülmektedir. Juran kalite geliştirme çalışmaları ve bu
çalışmaların yönetimi konusunda aşağıdaki gibi düşünmektedir.
·
Üst yönetim, kalitenin geliştirilmesinde etkin bir rol almalı ve bunu da tüm
çalışanlarına göstermelidir.
· Kalite yönetimi üç
evreden oluşmaktadır.
§
Karşılaşılan ani problemlerin çözümünde istatistiksel süreç kontroller kullanılır.
Böylelikle kalite performansı ölçülerek standartlarıyla karşılaştırılır ve
ardaki farklılıklar ortaya koyulur.
§ İkinci evre,
işletmelerin uzun süredir içinde ulunduğu kronik problemlerdir. Bu problemlerin
çözümünde üst yönetim önemli bir rol oynar. Bu problemlerim çözümü işletmeye
ani bir sıçrama sağlar. Bu tür problemlerin çözümünde en iyi yol başka
bölümlerden kişilerin birleşip çözümler bulmasıdır.
§ Üçüncü evre kalite
planlarının oluşturulmasıdır. Burada işletmeler kalite ile yıllık planlar
arasındaki paralellikleri incelerler. Juran'a göre kalite maliyetleri ise (Tablo
06) de gösterilmiştir” (25).
Tablo 06 Juran'a Göre Kalite Maliyetleri
Phillip Bayard Crosby de diğer
kalite önderleri gibi kalite, yerine göre kullanımdır ve gereksiz kullanım
maliyetiyle değerlendirilir.
Crosby de diğer kalite önderleri gibi
“Pareto İlkesi” 80/20 kuralı savunmuş ve sistemde ortaya çıkan hataların
%80’ninden fazlasının yönetimden, %20’ye yakın bir kısmının da çalışanlardan
kaynaklandığını savunmaktadır. Bu nedenle Crosby'e göre organizasyonda ilk
eğitilecek grup üst yönetim ve müdürlerdir.
Crosby’nin
kalite felsefesi dört ilkeye dayanmaktadır.
•
Kalite mükemmellik değil, “ihtiyaçlara uygunluktur”.
•
Şirketler, tedarikçilerin kalite sistemi; “İlk defa doğruyu yapmak” üzerinde kurulmalı,
kontrol ve tasnif edici değil önleyici olmalıdır.
•
Çalışma standarttı “sıfır hata” olmalıdır.
•
Kalitenin ölçümü, “uygunsuzlukların maliyetidir”.
Uygunsuzluğun
maliyeti, eğer düzeltilirse, müşteri ilişkilerinde olduğu kadar, üretim tabanın
performansında da çabuk ve yaralı etkilere sahip olur. Crosby kalite geliştirip
uygunsuzlukların maliyetini azaltmak için 14 adımlı yaklaşımı ileri
sürmektedir.
“Crosby TKY anlayışında 14 adımlık
programı kısaca şöyledir” (26).
1.
Yönetimin bağlılığı ve kararlılığı,
2. Kalite
geliştirme takımları,
3. Kalite
ölçümü,
4. Kalite
maliyetinin belirlenmesi,
5. Kalite
bilincinin sağlanması,
6. Düzeltici
önlemlerin alınması,
7. Sıfır
hatanın planlanması,
8. İş
görenlerin eğitimi,
9. Sıfır
hata günü,
10. Hedef
belirleme,
11. Hata
nedenlerinin yok edilmesi,
12. Tanınma,
tanıtma,
13. Kalite
grupları,
14. Yeniden
başlama,
Uygunsuzlukların potansiyel
sebepleri bulunmalı, değerlendirilmeli ve düzeltici çalışmalar başlatılmalıdır.
Sıfır hata planlaması yapılmalı, çalışanlara sıfır hata planını başarıya
ulaştırmak için eğitim verilmelidir.
Sonuç olarak Crosby'e göre kalite
sonu olmayan bir gelişmeyi içerir ve bundan dolayı her zaman tüm çalışmalar
yeniden yapılmalıdır.
Kaoru Ishikawa kalite
kontrol alanındaki çalışmaları ile Japonya'da kalite bilincinin
yaygınlaşmasında önemli rol oynadı. Özellikle “kalite çemberleri” adı verilen kalite
geliştirme ve problem çözme gruplarının bilimsel anlamda oluşturulmasında çok
önemli katkıları oldu. Ishikawa, işletmelerde toplam kalite
yönetiminin daha etkin bir şekilde kullanılması ve çalışanların
problemlerin çözümüne daha aktif bir şekilde katılmasını amaçlayan ‘kalite çemberleri’ ni 1962
yılında geliştirdi.
Japonya'da kalite kontrol (KK)
çemberleri ve kalite kontrol faaliyetlerinin geliştirilmesinde önemli rol
oynamıştır. Ishikawa Japonya'da toplam kalite kontrol (TKK) hareketini
karakterize eden altı özelliği şöyle sıralamaktadır.
1.
Şirket çapında TKK faaliyetlerine tüm
çalışanların katılımı
2.
Mesleki eğitim ve üretime önem verilmesi
3.
KK Çemberi faaliyetleri
4.
Deming Ödülü denetlemeleri ve başkan
denetlemeleri ile aynı nitelikte TKK denetlemeleri
5.
İstatistiksel yönetimlerin uygulanması
6.
TKK'nın ulus çapında tanıtılması
Ishikawa aynı zamanda veri
kullanımın önemi üzerinde de durarak "gerçekler ve veriler ile
konuşmalıyız. Veri gördüğünüzde kuşku duyun! Ölçüm aleti gördüğünüzde kuşku duyun!
Kimyasal çözümleme gördüğünüzde kuşku duyun!" der ve verilerin yanlış ya
da hatalı olabileceğini; ayrıca her şeyin
ölçülemeyebileceğini de belirtir. Ishikawa ’ya göre bir organizasyonda kalite
sorunları kalite geliştirme araçları ile çözülebilir. Bunun için organizasyonda
neden-sonuç diyagramı, dağılma diyagramı, Pareto diyagramı, kalite çemberleri,
histogram vb. istatistiksel araçların kullanımının önemli olduğunu savundu. Bu
araçlardan neden-sonuç diyagramı Ishikawa tarafından geliştirilmiştir. Bu nedenle,
toplam kalite yönetimi literatüründe neden-sonuç diyagramı "Ishikawa diyagramı" olarak
da adlandırılır. Balık kılçığı diyagramı veya Ishikawa diyagramı, bir
tür kalite diyagramı. Yedi kalite aracından biridir. İlk
defa 1943 yılında Kaoru Ishikawa tarafından kullanılmıştır.
“Ayrıca Ishikawa "bir
sonraki proses müşteridir kavramını ve buna göre bir sonraki prosese asla
hatalı parça sevk etmemeyi, kamban sistemi ve tam anında kavramlarını
kurumlaştırmıştır” (27).
Ishikawa’nın kalite
artırma etkinliklerinin arkasında üç temel fikir vardır.
•
Kurumun daha iyiye gitmesine ve gelişmesine
katkıda bulunmak,
•
İnsana saygı duymak ve içinde yaşamaya değer,
mutlu ve aydınlık bir işyeri oluşturmak,
•
İnsana yeteneklerini ortaya koyması için
fırsatlar vermek.
Ishikawa bu fikirlerinin
uygulanmasında yardımcı olacak “10 rehber madde” sıralamaktadır;
1.
Kendini geliştirme
2.
Gönüllülük
3.
Grup etkinliği
4.
Bütün çalışanların katılımı
5.
Kalite kontrol tekniklerinden yararlanma
6.
Çalışma ortamıyla yakından ilgisi olan etkinlikler
7.
Kalite kontrol etkinliklerinde canlılık ve
süreklilik
8.
Karşılıklı gelişme
9.
Özgürlük ve yenilikçilik
10.
Kalitenin, sorunların ve gelişmenin farkında
olma
Masaaki Imai 1950'lerin
sonlarında Imai, Washington DC'de Japon Verimlilik Merkezi'nde beş yıl çalıştı
ve burada Amerikan tesislerine yapılan ziyaretlerde Japon iş adamları
gruplarına eşlik etmekle sorumluydu.
Kaizen stratejisinin kurucusu Masaaki Imai ’ye göre Kaizen, Japon örgüt yönetiminin
en önemli kavramı ve Japon iş başarısının anahtarıdır. Kaizen, gelişim ve yenilik için kullanılan bir yönetim
stratejisidir. Ayrıca, kurumsal süreçlerin gelişimini kolaylaştırmayı da
sağlar. Taocu ve Budist geleneğinden esinlenmiş Kaizen, ‘tüm toplum için
gelişme ve herkes için iyileşme sağlama’ anlamlarını taşır. Japonlar, toplum
olarak bugüne kadar bu geleneği sürdürmeyi başarmışlardır (28).
Örgüt Teorisyeni ve Yönetim Danışmanı Masaaki Imai, sürekli
gelişme için üç unsuru temel olarak görmüştür.
·
Mevcut durumu yetersiz bulmak,
·
İnsan kaynağını geliştirmek,
·
Bilimsel teknikleri kullanmak. (Imai, 1997:6).
Burada verimliliğin artışı maliyeti düşürecek ve rekabeti
artıracak ve karlılığı da artıracaktır.
Kaizen, Toplam Kalite Yönetim
sisteminin itici gücü, mativatörüdür. İyileştirmenin başlangıcı, iyileştirmeye
olan gerekliliğin fark edilmesidir. Fark edilen bir iyileştirme yoksa
iyileştirmeye de ihtiyaç yoktur diye düşünebiliriz. Örgütte sürekli gelişmeyi
gerçekleştirmek için üç temel kural var; mevcut durumu yetersiz bulmak, insan
faktörünü geliştirmek, problem çözme tekniklerini yaygın bir şekilde
kullanmaktır (Imai, 1997:6) (28).
“Kaizen felsefesinin temelini
oluşturduğu kalite yönetim sisteminde sürekli bir değişimin olması, başlıca
hedefler arasında olduğu için statükocu bir sistemle Kalite Yönetim Sistemi’nin
uygulanmasının zor olduğu görülmektedir. “Ancak açık sistemle yönetilen bir
firmanın Kalite Yönetim Sistemi’ne geçişte bir sorunla karşılaşma ihtimalinin
az olduğu görülmektedir” (29).
Japon felsefesi Kaizen
benimsenmiştir. Bu ise, geleneksel yöntemlerle yönetilen organizasyonun ve
firma kültürünün değişmesini gerektirmektedir. Japonca ‘da Kai: Değişim, Zen:
İyi, daha iyi anlamına gelen ifadelerdir. Bu iki sözcüğün birleşmesi ile oluşan
KAİZEN “herkesi kapsayan sürekli iyileştirme”
anlamına gelen bir kavramı izah eder. Bu kelime ayrıca bir felsefeyi ve
bir yaşam biçimini de ifade eder: “her geçen günün bir önceki günden daha iyi
olması için evde, iş yerinde ve sosyal yaşamda sürekli çaba sarf etmek.”
Sürekli iyileştirme sürecinin kaynağı KAİZEN felsefesidir. Sürekli iyileştirme sürecinin; düşünce ve
davranış olarak çalışan herkesin, her durumu tartışmaya açması ve sonra bunu
iyileştirmenin yollarını aramasıdır.
KAİZEN sürekli ve küçük gelişimlerle
verimliliğin arttırılması amacını taşır. Verimliliği arttırmak için kullanılan
yöntemlerden biri tasarruftur ya da israfı önlemektir. Bu yaklaşımı,
mükemmellik arayışı ve sıfır hata arayışının temeli olarak düşünebiliriz. KAİZEN stratejisinin kurucusu Masaaki Imai'ye göre KAİZEN, Japon örgüt
yönetiminin en önemli kavramı ve Japon iş başarısının anahtarıdır.
Toplam
Kalite Yönetimi süreçler toplamı olarak değil, insan odaklı bir yönetim
modeli ve felsefesi olarak görmek gerekir. Toplam Kalite Yönetimi, aynı zamanda
örgütün performansını iyileştirilme ve geliştirme amacıyla stratejiler de
oluşturur.
Kaizen, firmada çalışanların
katılımları ile, sürekli gelişim felsefesidir. Görünüşte (Tablo 07 Kaizen ve
Batı Yaklaşım Farkları) her şey oldukça açık ve net görünür şekilde basittir.
Yapılması gereken işleri daha verimli duruma getirerek gelişimi sağlamaktır.
Tablo 07 Kaizen ve Batı Yaklaşım Farkları
Kaizen
basit bir mantık içerir. Kaizen düşüncenin temeli sürekli şikâyet edilen
kayıpları, çeşitli çözümleme ve gözlem yöntemlerini doğru kullanarak
iyileştirmektir. İyileştirmeyi sağlamak için öncelikle sorunun ne olduğunu,
büyüklüğünü rakamsal olarak ifade edebilmek gereklidir, kısaca iyi bir kayıp
takip sistemi oluşturulması gereklidir.
“Kaizen
“ufak adımlar ile sürekli iyileştirme” dir. Üretim içi sorunları “kaizen
çalışması” yaparak çözmeyi planlayabilirsiniz. Kaizen ekibi problemi inceler,
öneriler üretir, yeni süreçler hazırlayıp sunarlar ve yeni süreç onaylanırsa
devreye alınır. Kısaca şöylede
denilebilir. “Optimum (TDK Sözlüğü: En uygun, en elverişli) olması gerekmez,
optimuma giden yolda yürüyorsan devam et” (30).
“Toplam
Kalite Kontrol (TKK) veri kullanımını vurgular. Kaoru Ishikawa şöyle diyor:
“Gerçekler ve veriler ile konuşmalıyız” ve ekliyor: “Veri gördüğünüzde kuşku
duyun!” Ishikawa, verilerin yanlış ya da hatalı olabileceğini; ayrıca her şeyin
ölçülemeyeceğini hatırlatıyor. Öte yandan, veri doğru olsa da doğru
kullanılmadıkça pek bir anlamı olmayacaktır. Şirketin başarısı ile başarısızlığı
arasındaki farkı, veri toplama ve kullanma yeteneği belirleyebilir” (31).
PUKÖ
döngüsü (ileride etraflıca inceleyeceğiz) “Planla”, “Uygula”, “Kontrol Et”, “Önlem Al” değişim için bir
modeldir. Yalın üretim
felsefesinin önemli bir parçasıdır. Çalışanların ve süreçlerin sürekli
iyileştirilmesi için temel bir çalışmadır.
“Yalın
üretim ilk defa MIT öğretim üyesi James P. Womack’ın Toyota Üretim Sistemi’ni
incelemesi sonucu 1990 yılında yayınladığı “Dünyayı Değiştiren Makine” adlı kitabında
kullanılmıştır. Bu sistem tamamen israf yaratan, katma değer katmayan
faaliyetleri ortadan kaldırmaya odaklı bir sistem olmasından bu üretim şekli
“Yalın Üretim” olarak nitelendirilmiştir. Yalın Üretim yaklaşımının üst
seviyedeki amacı firmaların amacı ile aynıdır, karlı ve sürdürülebilir bir
organizasyon oluşturmak.” (32).
Dr.
William Edwards Deming, müşteriyi üretim hattının en önemli parçası olarak
tanımlayan ve müşterinin ihtiyaçlarının karşılanması yeterli olamayacağını
söyler. Müşteri üretilen ürününüzden/hizmetten aynı zamanda bütünleşmeli ve
memnun, mutlu hissetmelidir. Bundan dolayı tedarikçi müşteri ihtiyaçlarının
ötesinde, ürün ve/veya hizmetlerini geliştirmeli ve rekabet gücünü kaybetmemek
için gerekli öz veri içinde çalışmalıdır.
Deming,
kalite gelişimine sistematik bir yaklaşım getirir ve gelişen kalite ile Pazar
payının arttığını, geri dönüşümlerinin azaldığını ve kurumun çalışanlarına daha
iyi motive ve tatmin ettiğini savunmaktadır.
Deming,
ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi için amacın değişmezliğinin kesin bir
gereklilik olduğunu, öbür kalite önderlerinde görülmediği kadar büyük bir
önemle vurgulamaktadır. Buna ek olarak "derin bilgi" sahibi olma konusuna özel bir önem
vererek bununla temel olarak istatistiksel çözümlemenin kullanımıyla elde
edilen değişimin anlaşılmasını anlatmak istemektedir.
Deming
‘in yaklaşımı firmalara ve yöneticilere birtakım güçlükler getirmektedir.
İstatistik; prosesi ya da ürünü tanımlayan bir derleme, düzenleme ve yorumlama
verisidir. Veri, açıkça düzensiz olan olayların ya da sürekli proseslerin çözümlemesinde
kullanılmasıdır. İstatistiksel çözümleme, bir prosesin kontrol altında olup
olmadığını ortaya çıkarabilir.
"Kontrol
dışı" proseslerde problemler, hammaddedeki olağandışı kusurlar,
makinelerin bozulması ya da insandan kaynaklanan hatalar gibi "özel
nedenler" in bir sonucudur. Bu türden "özel nedenler" giderilse
ve proses bir istatistiksel kontrol altına alınsa bile bazı problemler
kalacaktır fakat bunların ayrı ayrı nedenlerden çok sürekli bir sistemden
kaynaklanan yapısal değişkenler oldukları görülecektir.
Bu
istatistiksel sistem anlayışı problemlerin doğru şekilde teşhis edilmelerine ve
çözümlerinin bulunmasına olanak sağlar fakat Deming ‘in istatistiğe verdiği
önem ve öğretileri konusunda gösterdiği ödünsüz yaklaşım, bazen yeni
başlayanların konuyu anlamasını güçleştirmektedir.
Dr.
William Edwards Deming Toplam Kalite gelişi için söylediklerine bakalım:
• Amaçlarınızın
devamlılığı sağlayın,
• Sürekli
gelişiminizi devam ettirin,
• Denetimlerinizi
sıklaştıran
• Üretim
ve hizmetlerinizi sürekli iyileştirerek geliştir,
• Bölümler
arası dengeleri kaldırın,
• Çalışanlarınızın,
yaptıklarından gurur duymalarını sağlayın,
• Değişim
sağlayacak önlemlerinizi artırarak gerekli olanları uygulayın.
Çağdaş
kalite felsefesinin düşünce ustaları olarak bilinen William Edwards Deming’ in
Kalite Yaklaşımı 1930-1950 yılları arasında istatistiksel proses kontrol
kavramını kalite ve verimliliğin iyileştirilmesi ve maliyetlerin azaltılması
için oluşturup, geliştiren bir istatistikçidir. Japonya’da da bu konuda verdiği
eğitimlerle daha sonra J. M. JURAN tarafından verilecek eğitimlere önemli bir
alt yapı sağlamıştır.
“Dr.
W. Edwards Deming kalite dünyasında, ortaya koyduğu felsefe ile üretim ve
servis organizasyonlarının rekabet gücünün artmasını sağlayan bir kalite
anlayışının ve kalite devriminin önderliğini yapmıştır. Geleneksel yönetim
tarzını kemiren ancak alışkanlık yapmış hastalıkları çarpıcı bir biçimde ortaya
koymuştur. Kalite için herkesin elinden geleni yapmasının yeterli olmadığını;
en başta, üst yönetim olmak üzere köklü bir zihniyet değişiminin ve tüm
organizasyonu kavrayacak kültürel bir değişimin gereğini savunmuştur. Deming
felsefesi baz alınarak daha sonra Toplam Kalite yönetimi modeli; İş
Mükemmelliği Modelleri ve Yalın Yönetim modeli geliştirilmiştir”. (33)
Toplam kalite Yönetimi bir şirket
kültürü olmasının yanında yönetim felsefesi olarak kabul edilmesini düşünmeli
ve kabullenilmesi gerekli diye düşünebiliriz.
DEMİNG ZİNCİRLEME REAKSİYONU
“Dr. Deming ‘in kitaplarının
başlığında bahsettiği kriz sırasında hâkim olan eylem, kârları artırmak için
maliyetleri kısmaktır. Toplu işten çıkarmalar, yöneticilere büyük para
kazandıracak ve hisse senedi fiyatlarını yükseltecektir. Ne yazık ki, yöneticiler
maliyet kesintilerine ve işten çıkarmalara odaklanmaktalar.
Şekil 02 Deming Zincir Reaksiyonu
Bununla birlikte, iyileştirme
için odak noktasının maliyet düşürmeye değil, sürekli iyileştirmeye odaklanması
gerektiği fikri daha fazla kabul görmüştür. Sürekli iyileştirmeye odaklanarak
israfı ortadan kaldırabilir, hataları azaltabilir ve gecikmeleri ortadan
kaldırabilirsiniz. Dr. Deming ‘in açıkladığı gibi, süreç iyileştirme yoluyla
maliyetleri azaltmak ve aynı zamanda üretkenliği ve ürün etkinliğini artırmak,
bir şirketin pozitif zincirleme reaksiyondan faydalanmasını sağlar.
Zincirleme reaksiyon (Şekil 02),
çalışanların sırtında gelişmeye çalışmak yerine, şirket geliştikçe çalışanları
ödüllendirmenizi sağlar. Süreçlerin sonuçları, işi lehinize çevirmeye yaramaz. Süreç
iyileştirme sonucunda maliyetlerin düşürülmesi etkin yönetimdir. Yöneticiler
tarafından gönderilen tablolara dayalı olarak maliyetleri azaltmak ve ardından
kesintilerin müşteriye sağlanan değere çok fazla zarar vermemesini ummak, bir
felaket reçetesidir” (34).
Dr. W. Edwards Deming’e göre çok
açık bir şekilde kalite artarsa maliyet düşer. Bu durum bir zincir şeklinde
birbirine bağımlı devam eder. Daha iyi kalite daha düşük maliyete o da yüksek
verimliliğe yol açar.
Bu Bağlamda Dr. W. Edwards Deming
“tasarım, imalatta sapmalar ve belirsizlikler üzerine çalışmış ve
kalitesizliğin nedeninin sapmalar olduğunu tespit etmiştir. Deming ‘in Kalite Zincir Reaksiyonu ‟isimli
teorisinde kalitede yapılan iyileştirmeler sayesinde daha az hata, gecikme ve
az malzeme kullanımına imkân sağlayarak üretim maliyetinde düşüşe neden
olduğunu söyler. Maliyetin düşürülmesi üretimde artışa neden olur” (Gürcü,
2011, 19).
Deming ‘in ‘Kalite Zincir Reaksiyonu’ kapsamında
sistematik bir biçimde ele alınabilir. Deming ‘in ‘Kalite Zincir Reaksiyonuna’ (Şekil 03) göre
yönetimde hizmet kalitesindeki artışlarına bağlı olarak ortaya çıkabilecek
farklılık toplam sekiz aşamada değerlendirilebilir
Kaynak: Gürcü, M. (2011). Toplam
Kalite Yönetiminin Pazarlama Performansına Etkileri ve Sağlık Sektöründe Bir
Uygulama içinde.
Şekil 03 Deming ‘in
Kalite Zincir Reaksiyonu
Edwards Deming ‘in aşağıda ki Şekil
04 Deming Zinciri Reaksiyonun
da görüldüğü gibi,
TKY’nin uygulanması ile üretim ve/veya hizmetlerde kalite artacaktır. Hizmet
kalitesinin artması ile birlikte imalat maliyetleri (yönetim ve uyum
maliyetleri) azalır. Hizmet kalitesinin yükselmesinin yönetim maliyetleri
üzerindeki azaltıcı etkisinin nedeni, hataların ayıklanması ile hata
yapmamaktan kaynaklanan kazanımlar iken, uyum maliyetleri üzerindeki etkisi
ise, hizmet sunumu için harcanan zaman tasarruflarından kaynaklanmaktadır.
Şekil 04 Deming Zinciri
Reaksiyonu
“Dr. Edwards Deming, problemlerin
%94′lük kısmının operatörlerin hatasından değil, sistemin hatalarından
kaynaklandığını öne sürer. Bu durumun anlaşılması yönetim ve çalışanlar
arasındaki ilişkileri etkileyecektir. Deming, yönetimin kendi denetiminde olan
olaylar için çalışanları sorumlu tuttuğunu belirtir. Ona göre, asıl gereken,
yönetim şeklinin değiştirilmesidir” (35).
Vikipedi, özgür ansiklopedi sitesinde,
“Deming ‘in bilimsel hayatı bölümünde “Toplam Kalite Yönetiminin babası
olarak bilinen Dr. W. Edwards Deming ‘in kalite yönetimine yaklaşımının üç
unsuru vardır:
1. Derin Bilgi Sistemi
2.
Planla-Uygula-Kontrol Et-Önlem Al (PUKÖ)
3. 14 Nokta
ilkesi”
1.
Derin Bilgi Sistem
‘İhtiyacımız olan şey iş
birliği ve yeni bir yönetim tarzına dönüşüm. Dönüşüme giden yol benim Derin
Bilgi dediğim yoldur’. - W. Edwards Deming
“Deming ‘in Derin Bilgi sistemi® (The
System Of Profound Knowledge, ‘SoPK’), Dr. W. Edwards Deming ‘in 14 Yönetim
ilkesini benimseyen ve kötü yönetimin belirtileri olarak sunduğu Ölümcül
Hastalıkları kabul eden kapsamlı bir yönetim teorisi tanımlama çabalarının
doruk noktasıdır.
İlk kez 1980'lerin sonunda ve
1990'ların başında dile getirilen Dr. Deming ‘in Derin Bilgi Sistemi, hâkim
yönetim sistemi altında faaliyet gösteren bir organizasyonu gelişen, sistemik
odaklı bir organizasyona dönüştürmek isteyen her lider için son derece entegre
bir düşünce ve eylem çerçevesi sağlar. Yeni Ekonomi adlı kitabı, Derin Bilgi
Sistemi'nin ayrıntılı bir açıklamasını anlatıyor.
Dr. Deming'e göre, Yeni
Ekonomi (The New Economics for Industry, Government, Education)
kitabının dördüncü bölümünde: "İlk adım bireyin dönüşümüdür. Bu dönüşüm
süreksizdir. Derin bilgi sisteminin anlaşılmasından gelir. Dönüşen birey,
hayatına, olaylara, sayılara, insanlar arasındaki etkileşimlere yeni bir anlam
algılayacaktır."
“Birey derin bilgi sistemini
anladıktan sonra, ilkelerini diğer insanlarla her türlü ilişkide
uygulayacaktır. Kendi kararlarının yargısı ve mensubu olduğu örgütlerin
dönüşümü için bir temele sahip olacaktır. Birey, bir kez dönüştükten sonra
şunları yapacaktır:
- Örnek olmak,
- İyi bir dinleyici olur,
ancak taviz vermeyecek,
- Sürekli olarak diğer
insanlara öğretmek,
- İnsanların mevcut
uygulamalarından ve inançlarından uzaklaşmalarına ve geçmiş hakkında suçluluk
hissetmeden yeni felsefeye geçmelerine yardımcı olmak” (36).
William Edwards Deming ‘in derin bilgi sistemi yönetimin
altın kurallarındandır. ‘Derin
Bilgi Sistemi’, hâkim yönetim sistemi altında faaliyet gösteren bir
kuruluşu başarılı, sistematik olarak odaklanmış bir organizasyona dönüştürmek
isteyen her lider için oldukça entegre bir düşünce ve eylem çerçevesi sağlar.
‘Derin Bilgi
Sistemi’ kuramına göre sistem kendini anlatamaz, sistemi etkileyenler ya
da sistemden etkilenenler sistemi anlamalıdırlar. Her sistemin doğasında
değişkenler bulunur ve bu değişkenler hatalara sebep olabilir. Bu nedenle
Deming, tüm yöneticilerin Derin Bilgi Sistemi’ne sahip olması gerektiğini
savundu.
‘Derin
Bilgi Sistemi’, bir sistemin takdiri, varyasyon bilgisi, bilgi teorisi
ve psikoloji kısımlarından oluşur. Bu kısımlar bir bütün halinde ele alınarak
sistemlere fayda sağlayabilir. Derin Bilgi Sisteminin dört elemanından oluşur.
1.1 Sistem Yaklaşımı
Sistem yaklaşımı nedir? Her şeye sistem gözüyle
bakılmalıdır. En basit tanımıyla sistem girdilerin çeşitli yöntemlerle değiştirilerek
çıktı haline getirildiği yapıdır. Bu yapılar insan, toplum gibi canlı yapılar
olabileceği gibi ev, iş yeri, okul ve hastane gibi üretim yapan ve hizmet veren
yapılarda olabilmektedir. Mahalle, köy, ilçe, il, ülke ve dünya boyutlarında da
ele alınabilir. Derin bilgi kuramına göre sistem kendini anlatamaz. Sistemi
etkileyenler ya da sistemden etkilenenler sistemi anlamalıdırlar. Bunun için
çaba sarf edilmelidir.
1.2 Değişkenlik Algılanması
Değişkenliklerin algılanması temeldir. Elinize bir
kitap ya da gazete alın, uzun bir paragraf seçin. Paragraflardaki harfleri
birkaç kez sayın. Her defasında farklı sayı bulacaksınız.
Yapılan her işin doğasında değişkenlik vardır.
Değişkenlikler hatalara sebep olurlar. Kontrol altında tutulmazlarsa yanlış
sonuçlar oluşur. Yıkımlara neden olabilirler.
1.3 Bilgi Kuramı
"Keşfin önündeki en büyük engel cehalet değil
– bilgi yanılsamasıdır." – Daniel J. Boorstin
Neyin, nasıl öğrenileceği ne karar verilmesindeki
yaklaşım da ‘bilgi
kuramının’ anlaşılmasına
dayanmaktadır.
·
Sezgisel mi öğrenmeyi tercih edersiniz?
·
Bilimsel yolla öğrenmeyi mi?
Sezgisel
öğrenmeyi tercih edenlerin ileriye yönelik katma değer sağlamaları çok zordur.
Bilimsel yollar tercih edilirse, diğer deyişle
ölçme-değerlendirme yolu tercih edilirse başarıdan söz edilebilir. Doğruluk,
açıklık, şeffaflığın kalbinde bu yaklaşım yatmaktadır.
1.4 Psikoloji – İnsan Sistemlerini Yönetmek
İnsan psikolojisi, grup psikolojisi, toplum
psikolojisi ve değişim psikolojisinin anlaşılması olmazsa olmazlardandır.
Yaptığı şeyi neden böyle yaptı? sorusu her zaman yanıtlanmalı ve
açıklanmalıdır. Liderler, iş arkadaşları birbirlerinin tutum, tavır ve
davranışlarını açıklayamadıkları sürece o kurumda etkileşimden bahsedilemez.
İnsanın psikolojisine göre hareket etmenin insanları sınıflandırma ile ilgisi
olmadığı da bilinmelidir.
Deming yönetim sistemi, insanları sorgulamak, denemek,
öğrenmek, başarısız olmak, iş birliği yapmak, yenilik yapmakta özgür oldukları
bir ortam yaratmaya dayanır. Korku, insanların bunu yapabilme yeteneğini
öldürür.
“İnsan sistemleri karmaşıktır. İnsanlara saygı duyan
bir kültüre geçiş, iş ve uzmanlık gerektirir. İnsanlara saygının diğer tüm
önceliklere eşit olduğu bir iklim yaratmadan, Deming ‘in fikirlerini benimsemenin
yönetim üzerindeki etkisi, ciddi şekilde sınırlı olacağını bilmek gerekir” (37).
2.
Planla-Uygula-Kontrol Et-Önlem Al (PUKÖ)
Toplam Kalite Yönetimi’nin
kontrol işlevine bakış açısı, felsefesine uygun olarak, sürekli gelişmeyi her
alanda kolayca kullanılabilmek adına gerçekleştiren bir süreç oluşturmaya
yöneliktir. Bu amaçla “Taylor döneminin Planla (P) – Uygula (U) – Gör (G) kavramlarıyla
ifade edilen muayene esaslı Kalite Kontrol yaklaşımına, dördüncü bir adım (Harekete Geçme: Eylem) eklenmiştir. Bu fikir ilk kez
İstatistiksel Kalite Kontrolünün babası kabul edilen Dr. W. A. Shewart
tarafından öne sürülmüştür. Fakat Toplam Kalite Yönetimi’nin temel ilkelerinden
biri haline gelmesi ve yaygınlaşması, Deming sayesinde gerçekleşmiştir. Edward
Deming 1946 da PUKÖ döngüsünü popüler hale getirmiştir (Yenersoy, Gönül,1967,
s73)” (38).
KAİZEN benzerini ilk olarak, Dr. Walter
Shewhart tarafından önerilen ve daha sonra Dr. William Edwards Deming
tarafından geliştirilen PÜKÖ
(PDCA) döngüsü, imalat, yönetim ve diğer alanlarda sürekli
iyileştirmeler için yaygın bir uygulama haline geldi.
PUKÖ (PDCA) Nedir? Ekiplerin
tekrar eden hatalardan kaçınmalarını ve süreçleri iyileştirmelerini sağlayan
basit bir dört aşamalı yöntem denilebilir. Toplam Kalite Yönetimin de süreç
iyileştirmede (PUKÜ-PDCA) yöntemini kullanır (Tablo 08).
PUKÖ
DÖNGÜSÜ / PDCA CYCLE
Tablo 08 PUKÖ
DÖNGÜSÜ / PDCA CYCLE
“Deming sürekli iyileştirmeyi
sağlamak üzere başvurulacak en önemli kalite kontrol araçlarından biri olan
“Deming döngüsünü de Japonya’ya tanıtmıştır. (Şekil 05) Deming, bir şirketin
müşteri beklentilerine uygun daha kaliteli üretim yapabilmesi için araştırma,
tasarım, üretim ve satış arasındaki sürekli alışverişin, etkileşimin önemini
vurguladı. Bu etkileşim çemberinin kaliteye öncelik veren belirlemeler ve
kaliteye öncelik veren sorumluluklar ekseninde dönmesi gerektiğini öğretti.
Deming, bir şirketin ancak böyle bir prosesle müşterinin güvenini, beğenisini
kazanacağı ve başarılı olacağı görüşündeydi”.
PUKÖ
Hangi Hallerde Kullanılır?
•
Sürekli iyileştirme için,
•
Yeni bir gelişim projesine başlarken,
•
Herhangi bir değişim projesi uygulanırken,
•
Süreçleri iyileştirirken,
•
Yeni süreç tasarımı yaparken,
•
Bir problem çözüleceği zaman.
PUKÖ
döngüsünün Faydaları
Planlı
çalışmaya olanak sağlar. Ekipçe yapılan işlerde, ekip çalışmalarını anlaşılır
ve basitleştirir. Küçük adımlar atarak daha hızlı bir Kaizen (gelişme)
yapmamızı sağlanır (yukarıda Şekil 06). Ortaya çıkan problemin kaynağında
çözülmesini sağlar. Tekrar eden hatalardan kaçınmaya olanak sağlar. Sürekli
olarak çözüm ve iyileştirmeye odaklı bir yaklaşım olduğundan, verimliliğin
artmasına yardımcı olur.
Planla:
PUKO döngüsünün ilk ve en kritik adımı planlama aşamasıdır dersek doğru bir iş
yapmış oluruz. Sistemin ve proseslerin amaçlarını, müşteri şartları ve
kuruluşun politikası ile uyumlu olacak sonuçları ortaya koyacak kaynakları
oluşturma, riskleri ve fırsatları belirleme aşamasıdır. Bu aşamada planlanan
işin kimler tarafından, neden, nasıl, nerde ne zaman ne kadar sürede yapılacağı
kararlaştırılır. Planlama aşamasında her noktanın düşünülmesi görev
dağılımlarının ve hedeflerin düzgün olarak belirlenmesi PUKO 'nun son adımı
olan, Önlem Al
aşamasında yapılacakları en aza indirecektir. Şayet Planlama aşamasına gereken önem verilmez ise
kontrol al ve önlem al aşamalarında yapılacak olan uygulamaların maliyeti çok
fazla olacaktır. Yapılacak iş ya da hedefler belirlenirken alınacak kararlar
gerçek verilere dayalı ve gerçekçi olmalıdır. İlk başta çok yüksek hedeflerin
konması ve bunları gerçekleştirilememesi durumunda motivasyon düşecek ve
verimsizlik başlayacaktır.

PUKÖ aşaması uygulamasında yeni
bir plan yapılırken veya mevcut durumun iyileştirilmesi çalışmasına başlarken yukarıdaki
(Şekil 07) sorulardan yararlanmak, süreci kolaylaştıracaktır. Deming ‘in kalite
yönetimine yaklaşımında esas olan PUKÖ Döngüsü (çevrimi) ile mükemmellik
yolculuğu (Şekil 08) günümüzde sadece kalite alanında değil karşılaşılan çoğu
problemde yaklaşım esası olarak kullanılabilmektedir.
Uygulama: Personel seçimi
yapılır, bilgilendirilir ve gerekiyorsa eğitilir. Takım oluşturulması gerekli
ise talimatlara göre takım oluşturulur. Süreç veya süreçler iyi bir şekilde
tanımlanır, tartışılır ve prosedürler hazırlanır. Birimler arası koordinasyon
sağlanır. Uygulama aşamasında seçilen alternatifler hayata geçirilir,
denemeleri yapılır. Beklenmedik olaylar ve problemlerle, yeni öğrenilen bilgi notları
kayıt altına alınır.
Kontrol Et: Uygulamaların
sonuçları değerlendirilir. Bu değerlendirmede geri bildirimlerin açık ve net
bir şekilde yapılması gerekir. Süreçler ve sürçler arası ilişkiler tekrar
kontrolleri yapılarak, amaç uygunluğuna bakılır. Süreçlerin çözümlemeleri
yapılır. Hedefe ne kadar yaklaşıldığına bakılır ve Yöntemler işe yarıyorsa
uygulamaya geçilir ve bir standart şartlarının oluşturulması aşaması başlar. Beklenmedik
olaylar ve problemlerle, yeni öğrenilen bilgiler kayıt altına alınır.
Önlem Al: Uygulanan
yöntem işe yaramıyorsa planlama aşamasına geri dönülüp gerekli kısımlar
düzeltilip yeniden kontrol aşamasına geçilir. Kısacası döngü başa döner. Olumlu
sonuçlar alındığı takdirde plan standartlaştırılır. Standartlaştırma aşamada
dahil her adımda kontrol ve iyileştirme çalışmalarına devam edilmelidir.
Hedefler ve planlar revize edilebilir, bu sebeple yeni düzenlemeler gerektikçe
döngü tekrarlanır.
“Bu süreçte yer alan her bir
aşamada aşağıdaki (Tablo 09 ve Şekil: 09) tabloda belirtilen işlemler
gerçekleştirilmektedir” (Bakan, 2006, 324). (39)
Tablo 09 PUKÖ, Kalite
Kontrol Faaliyetlerinde Yer Alan İşlemler

Şekil: 09 PUKÖ
Döngüsü
3. “On Dört Nokta ilkesi” (40)
Deming, özellikle organizasyonel dönüşümün önemi üzerinde durmuş ve bu konuda
14 ilke tespit etmiştir. Krizden Çıkış kitabında yer verdiği bu 14 ilke, Toplam
Kalite Yönetimi hareketinin başlamasına da neden olmuştur.
•
Ürün ve hizmetin iyileştirilmesi için amaçlarda
süreklilik yaratın.
•
Yeni felsefeyi benimseyin.
•
Kitlesel denetime bağlı kalmaya son verin.
•
Sadece fiyat etiketi üzerinden iş görme
uygulamasına son verin.
•
Üretim ve hizmet sistemini sürekli olarak
geliştirin.
•
Eğitim programları oluşturun.
•
Liderlik oluşturun.
•
Korkuyu uzaklaştırın.
•
Çalışanların bölümleri arasındaki engelleri
yıkın.
•
İşgücü için slogan, ders ve hedef oluşturmaktan
vazgeçin.
•
Sayısal kotalardan vazgeçin.
•
Çalışanların mutluluk ve gururunu önleyecek olan
engelleri ortadan kaldırın.
•
Etkin ve güçlü bir eğitim ve öğretim programı
oluşturun.
•
Dönüşümü gerçekleştirmek için harekete geçin.
Deming’ in 14 İlkesi, Amerikalı
istatistikçi William Edwards Deming’ in kalite yönetimi yaklaşım unsurlarıdır.
Sürekli iyileştirme Deming ’in dünyada popülerleştirdiği bir kavramdır. Bu
kavram, Deming ‘in Japonya yıllarındaki çalışmalarından biridir ve Japonca
Kaizen sözcüğü ile ifade edilmiştir.
Yeni bir şey veya yeni bir felsefe
öğrenmemiz gerekebilir diye düşünme zamanı gelmiştir.
Toplam Kalite Yönetimi
Felsefesinin tanınıp yaygınlaşmasını sağlayan Crosby, Juran, Ishikawa ve
Deming’e göre sistem şu özelliklere sahip olmalıdır.
-
Sistem uygulanabilecek kadar basit,
-
Herkesin katılımına ihtiyaç olduğunu kabul
edebilecek kadar hassas,
-
Tüm çalışanları motive edebilecek kadar ilginç,
-
Kazançları tanımlayabilecek ve yeni kazançları
belirleyebilecek kadar güçlü,
-
Eski geleneklerin yerini olabilecek kadar
ileriye yönelik olmalıdır.
Bugün alıştığımız devam eden
arızalar, hatalar, yanlışlar, işe uygun olmayan malzeme, işe yaramayan ekipman,
görevlerinin ne olduğunu bilmeyen, hatta sormaya korkan çalışanlar, hata yapan
yöneticiler, yetersiz işbaşı eğitim metotları, liyakatsiz kişiler, etkisiz iş
kontrolleri vb. ile daha fazlası karşımıza çıkmaktadır. Bunlar için de bir
değişim gerekmektedir. Bu değişime karar verip uygulayacak olan da üst yönetim
kademesidir. Bunu sağlayamadığı veya yapılmadı taktirde, istenildiği kadar
mücadele edilse de uğraşılsa da istenilen veya belirlenen hedef ve sonuçlara
ulaşmak ancak hayal veya gelecek de diye düşünebiliriz.
Böylesine durumlarda
karşılaştığımız durumlarla hepimizin karşılaşmaması olanaksızdır. Böyle
zorluklara karşı bilgimizi kullanarak, İtalyan matematikçi Vilfredo Pareto’nun
80/20 teorisini kullanarak, dersek ki sonuçların büyük bir çoğunluğu,
sebeplerin küçük bir yüzdesi yüzünden ortaya çıkar. Sorunların %80’inin çözümü
olası sebeplerin %20’sinde aramalıyız. Bu da bizim çözün sürecine katkımız
demektir.
Bu teoride aşasıda açıklandığı
şekilde oluştuğunu bilerek 80/20 Kuralı, kendi iş dünyamız veya çalıştığımız iş
yerinde de uygulamamızı sağlanmış demektir.
Pareto çözümlemesinin bir
işletmenin farklı departmanlarında ve organizasyonlarında hangi sorunların en
fazla zarara neden olduğunu belirlemek için kullanabiliriz. Aynı zamanda bir
pazarlama strateji olarak da düşünürsek, şirketin gelirinin %80’i
müşterilerinin %20’sinden geliyorsa, şirketin bu %20’ye odaklanması ve bu
müşterileri elde tutmaya çalışması şirketin avantajlı olarak görebiliriz.
Joseph Juran, İtalyan ekonomist
ve matematikçi Vilfredo Pareto’nun “(80-20) kuralı, sonuçların (veya
çıktıların) %80’inin herhangi bir olay için tüm nedenlerin (veya girdilerin)
%20’sinden kaynaklandığını iddia eden bir aforizmadır)” (41) araştırmasını,
yayınlandıktan yaklaşık 40 yıl sonra 1937’de keşfetti ve kurala adını o verdi.
Sonrasında Pareto’nun ilkesini iş dünyasına uyguladı. Ürün hatalarının %80’inin
üretim yöntemlerindeki sorunların %20’sinden kaynaklandığını gösterdi. Bir
işletme, üretim sorunlarının %20’sine odaklanarak ve bunları azaltarak genel
kalitesini artırabilirdi. Bu fenomeni Dr. J.M. Juran, Kalite Kontrol alanına
uygulayarak problemlerin sınıflandırılmasında “Hayati Azınlık ve Önemsiz Çoğunluk” olarak
tanımladı. “Hayati azınlık”, sayıca az, fakat
önemce büyük etmenlerden oluşur. “Önemsiz çoğunluk” ise sayıca çok olmalarına rağmen etkileri
fazla olmayan faktörleri barındırır. Dr. Juran, hayatın geneline
uygulanabilecek bu kurala Pareto Prensibi adını vermiştir. Bu prensibe göre
uygunsuzlukların çok büyük bölümü belli birkaç sebebe dayanmakta ve bu
sebeplerin tespiti, sorunların giderilmesinde kilit rol oynamaktadır.
Bu basit örnekle anlatırsak:
- Başarılı işlerin
%80’i, toplam sürenin %20’sinde çıkar.
- Toplam cironun
%80’i, ürünlerin %20’sinden elde edilir.
- İyi projelerin
%80’i, mevcut çalışanların %20’sinden çıkar.
- Kıyafetlerinizin
%20’sini, günlük yaşamın %80’inde kullanırsınız.
- Bir yöneticinin
zamanının %80’ini çalışanların %20’lik bir kesimi alır.
- Şikayetlerin %80’i
ürün ve hizmetlerin %20’lik bir kesimiyle ilgilidir.
- Bir işletmede yeni
fikirlerin %80’i çalışanların %20’sinden gelir.
Pareto İlkesinin ana mantığı, az
çalışarak en iyi sonucu alabilmektir. Burada önemli olan azınlığı oluşturan
konuların önemidir. Önem sırasını iyi çözümleme yapabilmeliyiz. Pareto Kuralı
başarıyla uygulandığında daha düşük zaman, enerji ve parayla daha yüksek verim
elde etmek mümkün olur. İş yönetimi felsefesi uzmanlığı ile bilinen Dr.
Juran'ın ortaya koymaktadır.
Bunlar için bir değişim
gerekmektedir. Bu değişime karar verip uygulayacak olan da üst yönetim
kademesidir. Bu kararı verdikten sonra firma içerisinde tam değişimin nasıl
uygulanacağı ve eğitimlerin alınması için de gerekli tedbirleri alarak
uygulamaya geçmesi gerekir. Yeni bir felsefe öğrenelim diyerek yola çıkmadan
önceliklerinin belirlenmesi gereklidir.
Kontrol şemalarını öğrenmeleri ve
tatbik etme hususunda yan sanayilerini ikna etmeliler. Hangi yarı mamullerin
üretildiğini ve gerçek maliyeti öğrenmenin bir yolu, kontrol şemalarını
kullanmaktan geçmekte diyebiliriz. Kontrol şemaları üretimin daha başındayken
hatasız iş yapabilme imkânı verir. Örneğin; üretimi ilgilendiren çeşitli
parçalar sipariş edilirken istenen özelliklere uyulduğu taktirde mamul, işin
başından itibaren hatasız olacaktır. Aksi halde hatalı olanları ayırt etmek
için kontrol etmek mecburiyetinde kalınacaktır. Kontrol şemaları
kullanmıyorsanız, kritik bir parça hatalı üretilmişse bu durum, üretim ya da
montaj hatlarında daha yüksek maliyete neden olabilecektir.
Yaşadığımız çağda ki ekonomik yapıda
malı satan alan firma, şayet kontrol şemaları ve teknikleri hakkında bilgisi
yoksa, yan sanayi olarak hizmet veren firmalarla iş yapması hata olur diyebiliriz.
Bu sorun, yaptığı ürünle birlikte kontrol şemalarını da verebilen bir yan
sanayi arayıp bulmak firma için en doğru hareket olduğunu bilmeliyiz. Asıl istenilen
sırf fiyat ve kalite olmayıp hem devamlılık hem de güvenilirlik olmalıdır.
İstatistiksel Kalite Kontrol
(İKK) tekniklerinden faydalanarak, üretim ve iş kalitemizi kontrollü şekilde
artırabilir ve devamlılığını sağlayabilir böylelikle gelişim sürecimizi de
geliştirmiş oluruz.
İstatistiksel kalite kontrol tekniklerinin
önemli faydaları şunları yaparak sağlayabiliriz.
• Satın
alınan malzemenin kalitesinin geliştirilmesi.
• İşgücü
ve malzeme kullanımında tasarruf sağlanması.
• Nihaî
ürün kalitesinin geliştirilmesi.
• Kalite
özelliğinin temel değişkenliğinin belirlenmesi ve kusurlu ürün kalitesinin
geliştirilmesi.
• Muayene
standartlarının belirlenmesi ve geliştirilmesi.
• Muayene
maliyetlerinin düşürülmesi.
• Üretici
ile tüketici arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi.
• Ürünün
bir tipindeki üretimden diğerine kolayca dönüşüm yapılması.
İstatistiksel
kalite kontrol tekniklerini ile ürün kalitesi ile ilgili olarak karşımıza
çıkacak bütün sorulara cevap veren ve istatistiki metotlar yardımı ile ürün
kalitesini yüksek tutmaya hedef alan bütün ölçme ve kontrol işlemlerinin,
sürekli bir “bilgi alma, değerlendirme, karar alma/verme, müdahale” programına
göre, sistem içinde yürütülmesini sağlayan süreç yaratabiliriz.
Firmalar büyüklüklerine göre
aşağıda ki seçecekleri İstatistiksel kalite kontrol tekniklerini seçebilirler.
“Orta Düzeydeki İstatistiksel
Teknikler
• Örneklem
Araştırması Teorisi (Theory of Sampling Surveys)
• İstatistiksel
Örnekleme Muayenesi (Statistical Sampling Inspection)
• İstatistiksel
Tahmin ve Testlere İlişkin Teknikler
• Duyarlılık
(Sensory) Testlerine İlişkin Teknikler
• Deney
Plânlaması Teknikleri
İleri Düzeydeki İstatistiksel
Teknikler
• İleri
Düzeydeki Deney Plânlaması Teknikleri
• Çok
Değişkenli Çözümleme
• Çeşitli
Yöneylem Araştırması Teknikleri” (42)
Doğru olanı başından yapmak için
işbaşı eğitim ve diğer eğitim ve diğer eğitim metotları ve uygulamaları, istatistiki
kontrol metotları ile birlikte verildiğinde personelin iş başı eğitimini
tamamlamış sayabiliriz.
Firmada üretim süreçlerinde ki
hatanın nerede olduğunu görebilmek için, muhakkak istatistiki kontrollerin
kullanılması gereklidir. Yoksa hatanın nerede olduğunu görme olanağımız olmaz.
Bunun içinde denetim metotlarını geliştirmeliyiz. Firma içinde ki bölümler,
tedarikçiler ve alıcılar arasındaki aşılmaz gibi görünen engelleri aşıp
devamlı, neyi nasıl yapıldığı veya ne istenildiği bilgi akış verisini
sağlayarak, oluşması muhtemel hataları tasarım, üretim sırasında önlemiş
oluruz. Üretim metodu, yeni malzeme, mamul tipleri, makine, sosyal dayanışma,
vb. değişikliklerle ilgili yoğun eğitim programları hakkında gerekli
araştırmaları yaparak, neyi, nasıl ve ne şekilde uygulamalar gibi araştırmalı
öncelikle yapmalıyız.
TOPLAM
KALİTE YÖNETİMİNDE EĞİTİM
Japon kalite üstadı Kaoru Ishikawa
“Kalite her bir tasarım ve prosesin içinde yer almalıdır. Muayene yoluyla
kalite yaratılamaz, kalite kontrol eğitimle başlar, eğitimle biter” demişti.
Toplam Kalite Yönetim sistemini
uygulamaya karar veren kurullar/kuruluşlar, eski yönetim anlayışı ve
sisteminden çok farklı bir sistemi benimsemeleri gerekir. Bu sisteme tam uyum
sağlayabilmeleri için, çalışanları mesleki görevlerine hazırlamak ve eğitim düzeylerinin
gelişimini sağlayabilmeleri için gerekli hazırlıkları yapmaları gerekmektedir. Bu
bağlamda, çalışanların eğitimi, yetiştirilmesi ve motive edilmesi Toplam Kalite
Yönetim uygulamalarının temel taşlarından biri olduğunu unutmamalıyız.
Dolayısı ile TKY’ de eğitimlerde
İstatistiğin bilimsel, endüstriyel veya toplumsal bir probleme uygulanmasında
önce üzerinde çalışılan süreç veya ana kütle ele alınır. Bu ana kütle bir
ülkedeki insanların nüfusu, kayadaki kristal miktarı veya belirli bir
fabrikanın belirli bir dönemde ürettiği mallar olabilir. Bunun yerine farklı
zamanlarda gözlenen bir süreç de olabilir; bu şekilde toplanan veri, zaman serisi* (*periyodik zaman aralıklarında
gözlenen ölçümlerin bir dizisidir) adını
alır.
Pratik nedenlerden ötürü, bütün
bir ana kütle hakkında veri toplamak yerine genelde ana kütleden seçilen bir
altküme (örnek veya örneklem) üzerinde çalışılır. Örnek hakkındaki veri deney
veya gözlem yoluyla elde edilir. Bundan sonra veri istatistiksel çözümleme tâbi
tutulur. Bunun iki amacı vardır: açıklama (betimleme) ve sonuç çıkartma.
“Toplam Kalite Yönetimi felsefesi
istatistiki düşünce sistemini baz almakta, verilerden üretilen bilgilere
sistematik bir yapıda planlamadan başlayarak üretime kadar var olan bir süreç
içerisinde ölçme ve kıyaslamalarla değerlendirerek uygulamaya geçmektir” (43).
“Kalite güvencesi genel olarak
kalite standartlarının karşılandığını tespit etmek için bir projenin/hizmetin/kurumun
çeşitli yönlerinin sistematik olarak izlenmesi ve değerlendirilmesi olarak
tanımlanır” (44).
Toplam Kalite Yönetimin de eğitim,
üst düzey yöneticilerden, diğer personele kadar tüm organizasyon çalışanlarını
kapsayacak şekilde düşünülerek verilmelidir. Bu eğitimler ile temel hedef ve
politikalar çalışanlara benimsetilmiş olur, hem de TKY çalışmaları üst
yönetimden başlayarak tabana kadar yayılmasını sağlarız.
Toplam Kalite Yönetimi yolunda
yürümeye karar veren firmaları başarıya götüren temel ilkelerin neler
olabileceğini düşündüğümüzde:
Strateji,
Vizyon, Misyon ve Değerler: Kısaca, başkalarına aktarılamayacak kadar
önemli bir liderlik görevi olan vizyon yaratma, firmanın en üst kademesinden
başlamalı. Firmanın tüm çalışanları vizyonun belirginleşmesi sürecine katılmalılar.
Belirgin bir vizyon, iş görenlere çalıştıkları işyerinin ileride yerel ve
uluslararası alanda bir kuruluş haline gelebileceğini ilham ve yeterli enerjisini
verebilir. Üst kademe yönetiminin misyona örnek oluşturması için inandırılması
ve çalışanların da ilke merkezli liderlerde özdeşleşmelerine fırsat yaratılmasının
sağlanması gerekmektedir.
Mükemmellik:
Her konuda mükemmelliği aramak ve yaratmak yüksek gayret ve performans
gerektirir. Kurumsal mükemmellik, erişilmesi ve ulaşılması en zor olan
mükemmellik şekillerinden biridir. İnsanların işine gönül vermesini ve iş
birliği yapmasını gerektirir. Her konuda olduğu gibi ortak bir vizyon, tüm bu
zorlukların yenilmesine yardımcı olur. Ekip mükemmelliği, kurumsal
mükemmelliğin ön koşulu olduğunu unutmamak gerekir. Ekip mükemmelliğini
gerçekleştirmek için ekip vizyonu geliştirilmeli ve bu vizyon firmanın
vizyonunu desteklemelidir. Bireysel mükemmellik açısından ekibin ve firmanın
amaçlarını destekleyen bireysel mükemmellik göstergeleri ödüllendirilmeli ve
teşvik edilmeli.
Ekip
Çalışması/Kalite Kontrol Çemberleri: Kalite organizasyonu; kalite
konseyi ile kalite ekiplerinin yer aldığı katılımlı ve bu ekiplerden oluşan bir
ağ yapısına sahip, TKY işlemleri ile ilgili tüm faaliyetlerin ekipler
tarafından yürütüldüğü bir yapı olmalıdır. Kendi kendini yöneten ekipler,
kalite iyileştirme ekipleri, kalite kontrol çemberleri (QCC), sorun çözme
grupları vb. bir kalite organizasyonundaki ekipler olarak tanımlayabiliriz.
Kıyaslama
(Benchmarking): “Kıyaslama çalışmalarının önemi, firmalarının performans
göstergelerinin değerlendirilmesinde ortaya çıkmaktadır. Bunlar arasında
personel devir hızı, eğitim, karşılanamayan ve cevaplanamayan müşteri başvuru
yüzdeleri, müşteri başına hizmet talepleri ve benzeri gelmektedir” (45). Firmalar
kıyaslama yoluyla kendilerinden daha üstün performans gösteren firmaları
inceleyerek performanslarında gereken düzenlemeleri yaparlar. Kıyaslama,
faaliyet alanları birbirinden farklı firmalar arasında da yapılabilir (46).
Yukarıdaki ilkeler çerçevesinde bir firmada Toplam Kalite Yönetimi’nin başarı
ile uygulanabilmesi için örgüt kültüründe köklü bir değişimin olması gerektiğini
kesinlikle bilmemiz gerekir.
Firmalar, yaptıkları hataların
öğrenme sürecinin bir parçası olduğunu unutmamalılar. Çevresel değişiklikleri
doğru bir biçimde gözlemleyen, öğrenmeyi yaşam biçimi haline getiren, iyileşme,
gelişmeye ve yeni bilgiye açık olan organizasyonlar başarıya ulaşacaklarını
bilmelilerdir. Öğrenmeye daimî olarak yatırım yapan ve sürekli öğrenen firmalar
gelecekte de faaliyetlerine sorunsuz biçimde devam edebilecek olanlardır.
Peter Senge, ‘BEŞİNCİ DİSİPLİN
Öğrenen Organizasyon Sanatı ve Uygulaması’ kitabında, öğrenmenin nasıl
anlaşılmaya başlandığını bize şöyle tanımlamaktadır.
"Öğrenen
Organizasyonlar" dan söz ederken en önemli sorun, çağdaş kullanımda
"öğrenmenin temel anlamını yitirmiş olmasından kaynaklanır. Kendilerine
öğrenmeden ya da "öğrenen organizasyon" lar dan söz ettiğinizde çoğu
insanın gözleri donuklaşır. Bunda şaşılacak bir şey de yoktur, çünkü günlük
kullanımda öğrenme bilgi edinme ile eşanlamlı hale gelmiştir. "Evet, dünkü
derste bunların hepsini öğrendim. " Ne var ki, bilgi edinme gerçek öğrenme
ile ancak çok uzaktan ilintilidir (Senge, 1997:33).
Yine Senge öğrenmenin en geçerli
tanımım, "kapasitemizi, önemli olan sonuçlar elde edecek şekilde arttırmaktır"
şeklinde yapmaktadır (Senge, 1997:6).
Gerçek öğrenme, insan olmanın
anlamını ta yüreğinden kavrar. Öğrenmeyle kendimizi yeniden yaratırız.
Öğrenmeyle, şimdiye kadar hiçbir zaman yapamadığımız bir şeyi yapmaya muktedir
hale geliriz. Öğrenmeyle dünyayı ve onunla ilişkimizi yeniden kavrarız.
Öğrenmeyle, yaratma ve hayatın üretme sürecinin bir parçası olma kapasitemizi
genişletiriz. Her birimizin içinde bu tür öğrenmeye karşı derin bir açlık
vardır. “Antropolog Edward Hall ‘un dediği gibi İnsanlar mükemmel öğrenen
organizmalardır. Öğrenme dürtüsü, cinsel dürtü kadar güçlüdür- ondan önce
ortaya çıkar ve daha uzun yaşar" (47).
Sokrates, bilgi için şöyle der:
“Sadece bir iyi vardır, bilgi. Sadece bir kötü vardır, cehalet” (48).
SONUÇ
Yaşadığımız yıllarda ki yoğun
rekabet ortamında, işletmelerin hem iç hem de dış paydaşları, ilişkili
oldukları işletmenin sürekli daha kârlı ve piyasa değeri yükselen bir konuma
sahip olmasını beklemektedirler. Böyle
beklentiler, işletme yönetiminin bu doğrultuda hareket ederek, söz konusu
hususlarda oluşabilecek olumsuz durumların önüne geçmek için önlemler alması
gerekmektedir. Öncelikle üzerinde durulması gereken konu, maliyetleri
yönetmektir. Maliyetleri yönetmek maliyetlerin hesaplanmasından ibaret olmayıp,
maliyetlerde artışa sebep olan unsurların ve ürüne değer katmayan faaliyetlerin
de belirlenip ortadan kaldırılması dahil olmak üzere, çok yönlü bir çalışma
süreci gerektirmektedir.
Küçük adımlarla iyileştirmeleri
benimseyen firmalar daha az girdi kullanımıyla daha fazla çıktı elde edilmesi,
yani verimliliğe katkı sağlandığını fark ettiğinde, bunun devamlılığını
yapacaktır. Bunun yanında kaliteli üretim süreçleri oluşturarak kalitesizliğin
maliyetlerinden kaçınan ve kaliteli mamuller üreterek hatalı ürünlerin iadesi
gibi problemlerden kurtulan işletmeler, aynı girdilerle kaliteli ve hatasız
çıktılar elde edeceklerini düşünebilirler.
Sokrates’in ediği gibi “Bildiğim
tek şey hiçbir şey bilmediğimdir. Kimseye hiçbir şey öğretemem, sadece onların
düşünmelerini sağlayabilirim”. Sözünü hepimiz anımsarız. Bunun için de
çalıştığınız işletmelerde veya kendi işlerinizde daima fikirlerimizi,
düşüncelerimizi eksiksiz ve yeri geldiğinde söylenmesi, işletmelerin yeni
değişimlerine yol açacağını unutmamalısınız.
Emre Kongar, Cumhuriyet Gazetesinde
ki “Acemoğlu ne diyor?” yazısında mealen, dediğim ve kararların değiştirilemez
gibi anlayış hâkim olduğunda, bütün karar alma süreçlerini engelleyecek kadar
güçlendirilirse, o zaman gelişme duruyor, refah da dolayısı ile gerilir. Diye fikrini
söylemiş. Böylesi durumları yaşayan şirketlerde olduğunu düşündüğümüz de yeni
değişim süreçlerinin olamayacağını ve Toplam Kalite Yönetimin asıl amacının
oluşmasını sağlayacak değişimlere kapalı kalarak, gelişimleri sağlayamayacağız
demek olacağını bilmeliyiz.
“Türk Sanayicileri ve İş
İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında konuşan
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) öğretim üyesi Prof. Dr. Daron Acemoğlu,
Geleceği inşa etmek, geleceğin kurumlarının inşa edilmesinden ayrı düşünülemez.
Şu anki konjonktürü vurgulamak istiyorum. Adalet nedir? Kurumların gelişmesi
adil bir hale gelmeleriyle mümkündür. Bizim vurguladığımız bir şey var, adaleti
bir tek yargı kurumlarıyla anlayamayız. Her toplumun içinde olan
anlaşmazlıkları tarafsız adil bir şekilde çözümlemek çok önemli. Aynı zamanda
toplumun sosyal ve siyasi olarak katılımı da çok önemli adalet için” diyerek,
devam ediyor. Toplumun gücü devletin gücüdür. Devlet ile toplumun dengede
olması gerekir. Ne toplum devlet kurumlarını ortadan kaldırabilecek kadar ne de
devlet toplumu ezecek kadar güçlenmelidir. Özgürlüğü yaratmak, dinamik yeni
fikirler yaratmak bir süreçtir. Diyor Daron Acemoğlu” (49).
Sayın Acemoğlu’nun bu sözünü
şöyle değiştirebiliriz diye düşünüyorum. Son söz Şirket sahibinin veya onun
temsil yetkisini kullanan Üst Yönetim Yöneticilerindir. Bu güç tek taraflı kullanıldığında,
çalışanların yönetime katılımını sağlama olanağı olmaz. Firma tarafından
belirlenen misyon, vizyon ve gelişim politikalarının devamlılığı oldukça
zorlanır veya olmaz. Çalışanlar dinamik ve yeni fikirleri yaratmada eksik
kalırlar. Değişim olmaz. Değişimin oluşamayacağı yerde de gelişim beklenemez.
Kısaca şöyle düşünülmeli: Sermaye
sahibi ve çalışanlar, geleceği inşa edebilmeleri için birbirlerine saygı, hak
ve hukuk çerçevesi içinde, karşılıklı haklarının kullanımına müsaade eder ve
uygulamaları bu çerçevede gerçekleşmesini sağlarlar ise, istedikleri hedeflere
ulaşmaları kolay olabilir diye düşünmeliyiz.
“Peter Senge Beşinci Disiplin Öğrenen Organizasyon Sanatı ve Uygulaması kitabında ki gözden
geçirilmiş baskı için ön sözünde şunu anlatıyor”.
“1990 yılının baharında, Beşinci
Disiplin ‘in yazımını ve düzeltmelerini bitirmemin üzerinden henüz çok az bir
zaman geçmişken, kitap baskıya girmeden hemen önce Doubleday Yayınevi'ndeki
editörüm arayıp kitap kapağı için kimin yorum yazmasını istediğimi sordu. İlk
defa kitap yazan biri olarak buna hiç kafa yormamıştım. Bir süre düşündükten
sonra dünya çapında kalite yönetimi devriminin öncüsü kabul edilen Dr. W.
Edwards Deming ‘den başkasının bir şey yazmasını istemeyeceğimi fark ettim. Neyse ki Ford'daki ortak tanıdıklarımız sayesinde kitabın
bir nüshası Deming'e ulaştı. Aradan birkaç hafta geçtikten sonra aldığım mektup
beni de şaşırtmıştı”.
“Deming ‘in yazdığı kısa
paragrafı gördüm. İlk cümleyi nefesimi tutarak okudum. Nasıl becerdiyse benim
dört yüz sayfada anlatmaya çalıştığımı bir cümlede söylemişti. İnsanın
yaşamının sonuna yaklaştığında (Deming neredeyse 90 yaşındaydı) ne kadar sarih
ve doğrudan olabildiğini görmek benim için etkileyiciydi”.
“Mevcut yönetim sistemimiz
insanlarımızı mahvetti. İnsanlar içsel bir motivasyon, kendine saygı, gurur,
öğrenme merakı ve öğrenme hazzına sahip olarak doğarlar. Yıkım çocuklukta en
iyi Cadılar Bayramı kostümü ödülü, okulda alınan dereceler, yıldızlı pekiyiler-
başlar ve üniversite döneminde devam eder. İşyerinde insanlar, takımlar,
departmanlar derecelendirilir, iyi olanlar ödüllendirilirken, kötü olanlar
cezalandırılır. Departmanların hepsinin bir arada fakat ayrı ayrı uyguladıkları
Hedeflerle Yönetim, kota, teşvik ödemeleri, iş planları bilinmeyen, bilinmesi
mümkün olmayan kayıplara yol açar” (50).
Var olduğumuz için yaşamı
anladığımızı sanıyoruz fakat esasında ağustos böceği gibi kendi
algıladıklarımız ve anlamlandırdıklarımız kadarıyla hayatta kalmayı beceren bir
başka canlı türüyüz diyebilir miyiz? Sokrates der ki, en asıl tapınma,
kendini elinden geldiği kadar iyi ve adil yapmaktır.
Gökbilimcilerin şöyle bir sözleri var.
Evrene her baktığımızda, yeni bir şeyler öğreniyoruz.
Aristoteles’in Metafizik adlı
kitabının açılış cümlesi "Bütün insanlar, doğal olarak bilmek
isterler" diye başlar (Metafizik І,
980a-21) (51). İlk çağlardan beli insanlar, gördükleri duydukları ve
hissettikleri her şeyi nedir? Diye merak etmişler ve araştırmışlardır. İnsanlar
bu merak edilen şeyi (öğrendiği bilgi), bilimsel veya ruhani şekli ile bir yere
koymak isterler. Böyle olmasaydı gelişim olmaz, yeni bir şeylerin ortaya çıkma
olanağı olmazdı.
Bunun içinde Toplam Kalite nedir? Nasıl
bilgiler var? Diye baktığımızda, her seferinde farklı ve yeni birtakım
bilgileri öğrenebileceğimiz kesindir diyebiliriz.
"Biz" olabilmek,
"ben" le mücadeleyi gerektiriyor. Kim
olduğunuz yaptığınız işlerle belirlenir.
Erdem Şeneroğlu
Kaynakça
(1) Vikipedi,
özgür ansiklopedi, ISO 9000, https://tr.wikipedia.org/wiki/ISO_9000
(2) Vikipedi,
özgür ansiklopedi, ISO 9000 Donald, A. Sanders, Judith A. Sanders, Richard H.
Johnson, ISO 9000: Nedir? Niçin? Nasıl? https://tr.wikipedia.org/wiki/ISO_9000
(3) Mahmut
Tekin, Üretim Yönetimi, Arı Ofset Matbaacılık, Cilt 2, Konya, 1996, s: 43
(4) Doç. Dr.
Yusuf Sait Türkan, İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi,
Toplam Kalite Yönetimi Ortak Ders, s: 5
(5) Yrd. Doç.
Dr. Varol Koç, OMÜ Mühendislik Fakültesi- İnşaat Mühendisliği Bölümü, Standart
ve Kalite Ders Notları, s: 4
(6) Hakan
Yıldırım, Marmara Üniversitesi, SBE, Uluslararası Kalite Yönetimi Bölümü,
Yüksek Lisans Öğrencisi, ÖNERi.C.5.S.17. OCAK 2002.ss. 19 1-202.
https://www.researchgate.net/publication/338988406_TOPLAM_KALITE_YONETIMININ_TEMEL_KAVRAMLARI
(7) Vikipedi,
özgür ansiklopedi, https://tr.wikipedia.org/wiki/ISO_9000
(8) Doç. Dr.
Yusuf Sait Türkan, İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi,
Toplam Kalite Yönetimi Ortak Ders, s: 157
(9) Lawrence
Fredman, Strateji (Bir Tarih), İstanbul, Alfa Yayınları 2. Basım 2015.
S,137, Önsöz
(10) Zühal Akal,
1998, İşletmelerde Performans Ölçüm ve Denetimi: Çok Yönlü Performans
Göstergeleri, Milli Prodüktivite Merkezi Yayınları No: 473, Ankara.
(11) Zuhal Akal,
(1992), İşletmelerde Performans Ölçüm ve Denetimi: Çok Yönlü Performans
Göstergeleri, Ankara: MPM Yayınları No:473. Muhittin Şimşek ve Mustafa Nursoy
(2002), Toplam Kalite Yönetiminde Performans Ölçme, İstanbul: Hayat Yayıncılık
(12) İsmail
DÜNDAR, (2005), Otomotiv Sektöründe Kurumsal Karne Uygulamasına Dayalı Performans
Yönetim Sistemi Kurulması ve Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi. Çukurova
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı, s.16
(13) Yrd. Doç.
Dr. Uğur ÖZER, T.C. Hitit Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi/Spor Yöneticiliği
Bölümü, Toplam Kalite Yönetimi Ders 1 sunumu,
http://web.hitit.edu.tr/dosyalar/duyurular/ugurozer@hititedutr260920172F9Q1A2C.pdf
(14) Vikipedi,
özgür ansiklopedi, https://tr.wikipedia.org/wiki/Toplam_kalite_yönetimi
(15) İsmail
Efil, Toplam Kalite Yönetimi ve Toplam Kaliteye Ulaşmada Önemli Bir Araç, ISO
9000 Kalite Güvence Sistemi, Bursa: Uludağ Üniversitesi Basımevi, 1995, s:29
(16) A. Kuloğlu,
“Değişim ve Organizasyon”, Millî Savunma Bakanlığı TKY Semineri, Ankara, 1998,
s: 119-127
(17) Peter F.
DRUCKER, Kapitalist Ötesi Toplum, İnkılap Yayınları, İstanbul 1993, s: 69
(18) Sevim
Adnan. (1999). Toplam Kalite Yönetiminde... Eskişehir: T.C. Anadolu
Üniversitesi Yayınları. s. 26-32.
(19) Doç. Dr.
Mine SARAN, Araştırma Gör. Gül Coşkun, Doktora Öğrencisi Fulden İNAL ZOREL,
Doktora Öğrencisi Zeynep AKSOY, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla
İlişkiler ve Tanıtım Bölümü, Journal of Yaşar University 2011 22(6) 3732-3747,
Üniversitelerde Sosyal Sorumluluk Bilincinin Geliştirilmesi: Ege Üniversitesi
Topluma Hizmet Uygulamaları Dersi Üzerine Bir Araştırma, s. 3734
(20) Ahmet Taner
Kışlalı. (1987), Siyaset Bilimi, Ankara, Ankara Üniversitesi Basın Yayın
Yüksek okulu Yayınları No:9, s: 390
(21) Kaizen
Atölyesi, https://kaizenatolyesi.com.tr/anasayfa/danismanlik-hizmetleri/saha-yonetimi/saha-performans-yonetimi/
(22) Hakan Yıldırım, ‘Toplam Kalite Yönetiminin Temel
Kavramları’ OCAK 2002.ss.191-202.
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/953698
(23) Serkan YEŞİLBAYIR, (2007), Toplam Kalite Yönetim, İstanbul
Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Makina Mühendisliği, Yüksek Lisans
Tez
(24) Ahmet
Öztürk, (2009), ‘Kalite Yönetimi ve Planlaması’, Ekin Yayınevi, Bursa,
s: 2,3
(25) Yasin
Serhat Şen, Dr. William Edwards Deming ve R. Joseph Moses Juran (Sunum) T.C.
Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Yönetimi Ana Bilim Dalı
İşletme Yönetimi Bilim Dalı, İstanbul-2012, s. 14, 15
(26) Prof. Dr.
İsmail Efil, Toplam Kalite Yönetimi ve Toplam Kaliteye Ulaşmada Önemli Bir
Araç: ISO 9000 Kalite Güvence Sistemi, U.Ü. Yayınları, Bursa, 1996.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Philip_B._Crosby#cite_note-3
(27) Ufuk
Gencel, Yükseköğretim Hizmetlerinde Toplam Kalite Yönetimi ve Akreditasyon,
Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt 3, Sayı:3,
2001, s. 169
(28) Kaya Ağın,
(2020). ‘Yönetimlerde Kaizen Felsefesi’, 19 Mayıs Sosyal Bilimler
Dergisi, 2020, Cilt: 1, Sayı: 1, Makale geliş tarihi: 06/03/20, Makale kabul
tarihi: 24/03/20, Orcid No: 0000-0003-2783-5334, s: 68 Erzincan. Erzincan Üniversitesi Meslek
Yüksekokulu, Yönetim ve Organizasyon Bölümü, kagin@erzincan.edu.tr
(29) Mehmet Emin
Demir, İşletmelerde ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemi Uygulamalarının İnsan
Kaynakları Yönetiminin Etkenliği Üzerine Bir Araştırma, Yüksek Lisans Tezi,
T.C. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı
Yönetim ve Organizasyon Bilim Dalı
(30) Cengiz Pak ‘Kaizen
ile Yalın Yönetim arasında ne fark var’? Güncelleme19, şubat, 2011 in
Kaizen, ziyaret tarihi: 04,12,2021
http://www.cengizpak.com.tr/kaizen-ile-yalin-yonetim-arasinda-ne-fark-var/
(31) Masaaki
İmai ‘Kaizen / Japonya'nın Rekabetteki Başarısının Anahtarı’. 2019. Kalder
Yayınları, İstanbul
(32) Gemba
Partner, ‘Neden Yalın Üretim’? ziyaret tarihi:04,122021 04,12,2021
https://www.gembapartner.com/iletisim-2/
(33) Vikipedi,
özgür ansiklopedi. “Deming ‘in bilimsel hayatı” (27.11.2021)
https://tr.wikipedia.org/wiki/William_Edwards_Deming
(34) John
Hunter, ‘CuriousCat.com’ kurucusu. (15 Ekim 2012). https://deming.org/deming-chain-reaction/
(35) Demet Esim,
Kalite Yönetim Felsefesi Guruları ve Modelleri,
https://www.academia.edu/4753400/Kalite_Y%C3%B6netim_Felsefesi_Gurular%C4%B1_ve_Modelleri
(36) deming.org,
Derin Bilginin Deming Sistemi® (SoPK) https://deming.org/explore/sopk/
37) Deming ‘in
Derin Bilgi Sistemi, Bilgi Kuramı ve devamları.
https://deming.org/demings-system-of-profound-knowledge/
(38) Sait Patır,
(2008). Kalite Anlayışında Altı Sigma Yaklaşımı, Malatya. İnönü
Üniversitesi, İşletme Bölümü, Sayısal Yöntemler ABD, Elektronik Sosyal Bilimler
Dergisi, www.esosder.org ISSN:1304–0278 Bahar-2008 C.7 S.24 (063-083), s: 66
(39) İsmail
Bakan. (2006). Çağdaş Yönetim Yaklaşımları. İstanbul: Beta Yayınları
(40) deming.org
sitesi. https://deming.org/explore/sopk/
(41) Sibel
Çağlar, (27/02/2017). “80/20 Pareto Kuralı Nedir? Nasıl Çalışır?” Güncelleme 20/09/2021
(42) Prof. Dr.
Ahmet Çolak, “Kalite Kontrolde İstatistiksel Teknikler sunumu”. Ankara
Üniversitesi / Ziraat Fakültesi / Tarım Makineleri ve Teknolojileri Mühendisliği
Bölümü / Tarım Makinaları Anabilim Dalı,
https://acikders.ankara.edu.tr/pluginfile.php/50672/mod_resource/content/1/11.%20HAFTA.pdf
(43) Aydemir
Gizem, (31.01.2011). “Toplam Kalite Yönetimi Felsefesi”.
https://ggizemaydemir.wordpress.com/2011/01/31/toplam-kalite-yonetimi-felsefesi/
(44) Özer
Mahmut, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Elektrik
Elektronik Mühendisliği Bölümü, Zonguldak, Türkiye, Gür Bekir S., Yıldırım
Beyazıt Üniversitesi, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Bilgisayar
Mühendisliği Bölümü, Ankara, Türkiye, Küçükcan Talip, Marmara Üniversitesi,
Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul, Türkiye, (2011), Kalite
Güvencesi: Türkiye Yükseköğretimi için Stratejik Tercihler, Yükseköğretim
ve Bilim Dergisi/Journal of Higher Education and Science Cilt 1, Sayı 2,
Sayfa.60
(45) Canan
Çetin, Besim Akın ve Vedat Erol 2001. Toplam Kalite Yönetimi ve Kalite Güvence
Sistemi (ISO 9000-2000 Revizyonu) İlke, Süreç, Uygulama. Beta Basım: İstanbul
(46) Cook, C.W,
Hunsaker, P.L., & Coffey, R.E. (1997). Management and Organizational
Behavior. 2.Baskı. Chicago: Irwin.s.131
(47) Peter M.
Senge, (2018-19. Bs.). Beşinci Disiplin Öğrenen Organizasyon Sanatı
ve Uygulaması, Eylemlerimiz Gerçekliğimizi Nasıl Yaratır, s:33, İng. Çev.:
İldeniz Ayşegül- Doğukan Ahmet- Pala Barış, İstanbul: Yapı Kredi Yayıncılık
(48) Sibel
Çağlar, 17.04.2019, Güncelleme:25.05.2021
https://www.matematiksel.org/sokrates-neden-felsefenin-donum-noktasi-olarak-kabul-edilir/
(49) Tiraj
İnternet sitesi Gündem Ekonomi haberleri 19 Ekim 2021, TÜSİAD toplantısı
konuşan Prof. Acemoğlu Türkiye'deki gerilemeye dikkat çekti.
https://www.tiraj.com.tr/haberler/tusiad-toplantisi-konusan-prof-acemoglu-turkiyedeki-gerilemeye-dikkat-cekti
(50) Peter M.
Senge, (2018-19. Bs). Beşinci Disiplin
Öğrenen Organizasyon Sanatı ve Uygulaması, Gözden Geçirilmiş Baskı İçin
Önsöz, s: 10, İng. Çev.: Ayşegül İldeniz-Ahmet Doğukan-Barış Pala,
İstanbul: Yapı Kredi Yayıncılık
(51) Mehmet
ÖNAL. Aristoteles'in Metafizik ‘in de İlahiyatın Yeri Ya Da Felsefenin ve
Dinin Ortak Alanı İlahiyat. Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dergisi Yıl: 2013/1, Sayı: 30 S.48